Türkiye genelinde 9 gazeteciler federasyonu ile 67 gazeteciler cemiyeti başkan ve temsilcisinin katıldığı TGK Başkanlar Kurulu toplantısında, basın/medya sektöründeki son gelişmeler, koronavirüsün sektöre etkileri, gazetecilerin yıpranma hakkı, gazetelerin dağıtım sorunu ile diğer sorunlar ve çözüm önerileri tartışıldı.

TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı başkanlığında yapılan ve 3 saat süren toplantıda, bugüne kadar 23 meslektaşın koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdiği ve ekonomik zorluklar nedeniyle çok sayıda medya kuruluşunun kapanma noktasına geldiği vurgulanırken, “Yerel basın başta olmak üzere tüm yayın organlarının ilan ve reklam gelirleri, kelimenin tam anlamıyla durdu. Basılı gazetelerin tiraj gelirleri de yüzde 60 ile yüzde 80’lere varan oranlarda geriledi” ifadesi kullanıldı.

HİBE VE FAİZSİZ KREDİ

Toplantıda dile getirilen sorun ve çözüm önerilerinden bazıları şöyle:

Medya sektörüne, banka sicil durumuna bakılmaksızın yüzde 50’si hibe, yüzde 50’si faizsiz kredi olmak üzere maddi kaynak sağlanmalıdır.

Medya kuruluşlarının birikmiş SGK ile diğer vergi borçlarında indirim yapılıp, kalan borç taksitlendirilmelidir.

Basın kartı sahiplerine ve diğer basın çalışanlarına Basın İlan Kurumu aracılığıyla verilen faizsiz kredi miktarı arttırılmalıdır.

Televizyon kuruluşlarından alınan uydu bedellerinde indirim yapılarak taksitlendirilmeli, RTÜK payları bir süre alınmamalıdır. Uydu bedelleri halen ABD Doları üzerinden tahsil edilmektedir. Ücretlendirme Türk Lirası üzerinden yapılmalıdır.

Yerel basın kuruluşları, belediyeler ve kamu kurumları tarafından “eşit ve adil” bir sistemle, ilan ve reklamlarla desteklenmelidir. THY, Vakıfbank, Ziraat Bankası ve kamu ilanları yerel medyaya yönlendirilmeli, ayrıca bakanlıklar ücretli Kamu Spotu ve Zorunlu Yayın desteği vermelidir.

GAZETECİLİK MESLEK YASASI

Türk basını, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na ihtiyaç duymaktadır.

Bir yasa olmadığı için ülkemizde dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabiliyor. Basın kuruluşları, hatta hiçbir kaydı olmayan internet haber siteleri, yoldan geçen herhangi birini, eline bir fotoğraf makinesi vererek istihdam edebiliyor. Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getiriyor. Daha da üzücüsü habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılabiliyor. Ve ne yazık ki bu insanları basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme bulunmuyor.

Gazetecilik mesleğinde bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen “Basın Birliği Yasası”nın, teknolojik gelişmeler de göz önüne alınarak günümüz koşullarına uygun olarak yeniden çıkarılması gerekir.

GAZETECİLERİN YIPRANMA HAKKI

Gazetecilerin, 1961 yılında verdikleri büyük mücadele sonucu 212 Sayılı Kanunla kazandıkları haklar, aradan geçen süreçte ne yazık ki bir bir erimektedir.

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak beklentimiz; gazetecilik mesleğinin basın kartı sahibi koşuluna bağlı olmadan yapılan ağır ve tehlikeli bir iş olarak kabul edilmesi, 212 sayılı yasaya tabi görev yapan gazetecilerin anayasal sosyal güvenlik hakkının sonucu olan fiili hizmet süresi zammının kanuni düzenleme yapılarak geri verilmesidir.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Özellikle son on yılda Avrupa Birliği uyum süreciyle başlayan yargı reformu kapsamında, hukuk ve ceza alanındaki temel kanunlarda değişiklikler yapılsa da, ifade ve basın özgürlüğü alanını kapsayan değişiklikler dilediğimiz düzeyde olmamıştır.

Mevzuattan kaynaklanan sorunlar yapılan düzenlemelerle zaman içerisinde kolaylıkla giderilebilir. Fakat ifade ve basın özgürlüğü sorunu başta yönetim, yargı ve toplum zihniyeti olmak üzere çok boyutlu bir yaklaşım ve değişimle çözümlenebilir. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim