Hak-İş’in itiraz ederken çözüm yolunu da ortaya koyduğunu vurgulayan Arslan, “Kardemir kapatılma kararı alınmıştı. 1 liraya satılmak istendi sembolik olarak. Kardemir’i kapatma kararı aldı hükümet. Tarihi bir tesisle beraber Karabük’te yok edilecekti. Hak-İş bir inisiyatif geliştirdi. Kapatılmasın. Biz alalım. Yöre halkı, esnaf, işçiler olur mu? O kadar büyük eleştiriler aldık ki. İnanılmaz eleştireler aldık. Oldu. Mücadele ettik bugün Kardemir’in bacası tütüyor. Ray demiri de üreterek. Limanı da gerçekleştirerek Türkiye’nin en önemli inlerce istihdam sağlayan, milyonlarca vergi veren bir tesisi ayakta tuttuk. Eğer deseydik ki ideolojik olarak biz fabrikayı kapattırmayacağız. Fabrika kapanacaktı arkadaşlarımız da başka yerlere gidecekti. Biz sorumluluk aldık. Özelleştirmeye itiraz ediyoruz. Özelleştirmeye körü körüne değil çözümde getiriyoruz. Özelleştirmeye istemezük diyenlerin hepsi kaybetti. Biz mücadele ettik. İsdemir’de de aynı oldu. İsdemir’i ayağa kaldırmakta büyük bir başarı elde ettik. Seydişehir’in bacasının tütmüse için Hak-İş orada da bacasının tütmesini sağladı. Bize inanmayanlar fabrikayı terk ettiler, bizde çalışmak istiyoruz referans olun dediler” diye konuştu.

Bugün kamuda da bir takı özelleştirme tartışmalarının yaşandığını anlatan Arslan, “Et Balık Kurumu’nun tıpkı bugün Şeker Fabrikaları gibi kapatılma kararı verildi. Bize nasıl kapatılacağını, ne şekilde yapılacağı ile ilgili bizden razı olmamız istendi. Hak-İş sadece itiraz etmedi, çözüm de ortaya koydu. Et Balık Kurumu’nun hayvancılığı, çiftçiliği, bölgesel kalkınmayı ilgilendiren bölümü var. Kombinaları satmayın, satacaksanız biz alalım dedik. Bir konsorsiyum oluşturuldu. Prensip olarak anlaşıldı. Son anda birisi düğmeye bastı iptal edildi. Ankara Et Balık Kurumu’nun bugün yerinde Türkiye’nin alışveriş merkezlerinden birisi yükseliyor. Zaman zaman bir kışım köşelerden Hak-İş’e salvolar geliyor. Hak-İş niye sessiz diye. Hak-İş hiçbir zaman sessiz kalmadı. Sadece itiraz etmek, biz buna karşıyız diyerek süreci atlatamazsınız. Çözüm bulacaksınız. Çözüm üretiyor musunuz?” diye kordu.

“Bugün Şeker Fabrikaları için oradaki insanlar, yönetenler, sendikalar hangi çözümü getirdi, sonra bize gelip sizde destekleyin denildi”

Şeker Fabrikaları’nın özelleştirme sürece hakkında açıklamalarda bulunan Arslan, “Bugün Şeker Fabrikaları için oradaki insanlar, yönetenler, sendikalar hangi çözümü getirdi. Hangi çözümü bizimle gelip sizde destekleyin denildi. Sadece imza kampanyası yapacaksınız. İmza kampanyasındaki imzaları da gidip Türk-İş’e teslim edeceksiniz. Türk-İş’te ağıt yakılacak. Sonra meydana çıkacaksınız. Buna karşıyız. Dolaysıyla Hak İş bunları yapmaz. Bir şeyi itiraz ediyorsak çözümünü de buluruz. Eğer bulamazsak birilerinin istediğini yaparsınız” şeklinde açıklamalarda bulundu.

“Çaykur’da 6 ay çalışmanın planlanan yerde 12 ay isterseniz o zaman Çaykur’un geleceğine ihanet edersiniz”

Hak-İş olarak her alanda stratejik, toplumun önemli kesimini ilgilendiren herhangi bir kurumun bir kısım gerekçelerle kapatılması, satılması gündeme geldiğinde kendilerine düşen görevin buna yönelik somut, ayakları yere basan çözümleri bulup bununla mücadele etmek olduğunun altını çizen Arslan, “Biz çözüm odaklı konfederasyonuz. Sadece istemezük talep ederiz dersek kaybediyoruz. Çaykur’da da bu zihniyetteki siyasi anlayışa Çaykur teslim edilirse geçmişte Fiskobirlik’i, Çukobirlik’i kaybettiğimiz gibi bilin ki Çaykur’u da kaybederiz. Çaykur bir şehri değil bölgenin kurumu. Giresun’dan başlayarak Artvin’e kadar olan bölgenin önemli bir kuruluşu. Çaykur’da 6 ay çalışmanın planlanan yerde 12 ay isterseniz o zaman Çaykur’un geleceğine ihanet edersiniz. Sadece istemezük diyerek, sadece sokaklarda idielojik şarkı söyleyerek sorunların çözülmediğini sağır sultan bile duydu. Bunların yerine aklımızı, vicdanımızı, tecrübemizi işin içine katarak çözüm odaklı bir sendikacılığı hayata geçirmemiz lazım. Kavga ederek değil”

Taşeron işçilerle ilgili düzenlemenin tarihi bir düzenleme olduğunu anlatan Arslan, konuşmasında şunları kaydetti: “Çok fazla anlatılmıyor, ifade edilmiyor. Dünyadaki trendlere baktığımızda, küresel güçlerin gelişmekte olan ülkelere dayattıkları özelleştirme taşeronlaştırma tüm kamu kaynaklarını özel sektöre devretme baskılarına maruz kalan bir ülke olarak, Türkiye’deki bir sendikacı olarak bu düzenlemenin ne kadar büyük olduğunu ifade etmek istiyorum. Hakkı da teslim etmek zorundayız. Taşeron düzenleme ve getirilen düzenlemenin içeriğine baktığınızda yerel yönetimlerinde ve kamu kurumlarında işçi teminin de taşeron uygulamasının yasaklanmış olması biz bunu küresel ölçekte Türkiye’nin küresel güçlere ve küresel sermayeye meydan okuması olarak görüyoruz. Bu düzenlemeden hemen sonra uluslararası kuruluşlardan tebrik mesajları geldi. Geçtiğimiz hafta İngiltere İşçi Partisi’nden bir yetkili geldi. İngiliz sendikacılara bu uygulamayı anlatmamızı istedi. Çok büyük bir değişim. Kadrolu işçi sayımız 170 bin. Biz bunun 5 katını kamuya ve yerel yönetimlere kadroya aldık. Dünyada ezberleri bozan küresel dünyaya meydan okuyan büyük fotoğrafı bu. Eksiklikleri var. Dışarıda kalan çalışanlarımız var. Onlar içinde gereken çalışmayı yapacağız” dedi.

AK Parti Çorum milletvekili ve Hak-İş Onursal Başkanı Salim Uslu, AK Parti Çorum milletvekili Lütfiye İlksen Ceritoğlu, Hak-İş’e bağlı sendikaların genel başkanları ve sendika üyeleri katıldı.

Editör: TE Bilisim