Çocuk Gelişimcisi Zehra Kardelen Er tarafından verilen eğitimde internetin bütün dünyanın elektronik ortamda birbirine bağlandığı sanal bilgi paylaşım ve iletişim ortamı olduğu ifade edildi. İnternetin artık hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğu ve internette elektronik posta yoluyla haberleşildiği gibi görsel veya işitsel yollarla tanıdık veya tanımadık kişilerle iletişime geçilebildiğini dile getiren Zehra Kardelen Er, erişkinler için olduğu kadar çocuklar için de büyük bir eğlence, iletişim ve eğitim kaynağı olan internete erişim ve kullanımının her geçen gün hızla yaygınlaştığını hatırlattı.

İnternetin çocukların dünyayı keşfetmeleri, öğrenmeleri ve eğlenmeleri için mükemmel bir ortam, eğitsel amaçlı, bilgilendirici ve eğlendirici içeriklerin olduğu bir ortam haline geldiğini anlatarak tüm bunların yanı sıra internet kullanımının özellikle çocuklara yönelik gözlenen bir takım riskleri de bulunduğunu belirten Er, bu risklerin varlığının unutulmaması gerektiğini vurguladı.

Çocuk Gelişimcisi Er, çocuklar ve gençlerin; internet ve bilgisayar teknolojilerini kullanırken fiziksel, sosyal ve psikolojik açıdan şiddete maruz kalabildiklerini ve birçok çocuğun internette kandırılarak istismarla karşılaşabildiklerini anlattı. Çocukların müstehcen yayın ya da şiddet içeren internet sitelerine tesadüfen ve kolaylıkla girebiliyor olması, yaşına uygun olmayan görüntülerle karşılaşıyor olmasının, kimliği belirsiz ve tehlikeli kişilerce kandırılma ya da taciz edilme ihtimali ile karşı karşıya kalmalarına neden olabildiğini dile getiren Er, bu yaşananların çocuk ve gençleri etkileyecek ve kalıcı izler bırakacak sonuçlar doğurabildiğini kaydetti.

Yapılan incelemede 9-16 yaş arası çocukların %50’sinin sosyal ağlara kaydolurken karşılaştıkları gizlilik ve kişisel bilgileri korumaya yönelik yönergeyi okumadıkları ya da anlamadıklarının dile getiren Er, “Çocukların %25’i ev adreslerini, %29’u cep veya ev telefonlarını ve %51’i aile bireylerinin isimlerini arkadaşlarıyla veya herkesle paylaşmaktadırlar. %46'sının tanımadığı kişilerden gelen arkadaşlık isteklerini kabul ettiği, Facebook, %99’luk kullanım oranı ile en fazla kullanılan sosyal ağ durumundadır. Çocukların internet ortamında istismarlarının önüne geçilebilmesi için bilinmesi gereken önemli özellikler vardır. Aileler çocuğunu koruyacak kadar internet kullanmayı öğrenmeli. İnternet kullanımında yasaklayıcı değil, zaman açısından sınırlayıcı olmalı. Diğer sosyal aktivitelere katılımı özendirmeli. İnternet sebebiyle çocuklarının sorumluluklarını yerine getirmemesine fırsat vermemeli.

Çocukların ne zaman ve nasıl interneti kullanabileceği hakkında açık kurallar koymalı ve bunları bilgisayarın yakınına yerleştirmelidir. Koyulan kurallara da ailece uyulmalı. Çocukların oynadığı oyunlara dikkat etmeli, gerektiğinde oyunlar birlikte oynamalı. Çocuklara tanımadıkları kişilerden gelen arkadaşlık tekliflerine HAYIR demeyi, asla yüz yüze görüşülmemesini, hoşlanmadığı durumları aile üyeleriyle paylaşması gerektiği, sanal ortamda başkalarını rahatsız etmemeyi öğretmeli. Çocuğun İnternet ortamında güvenliğini sağlamak ve zararlı içeriklerden korumak amacıyla gerekli güvenlik ve filtreleme (güvenli internet hizmeti) programlarını kullanmalı. Uygunsuz içeriğe ya da suç unsuru içeren intihara yönlendirme, müstehcenlik, fuhuş, çocukların cinsel istismarı ya da uyuşturucu kullanmasını teşvik eden internet yayınlarına yönelik ihbarları; Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı [email protected] adresine, 0312 582 82 82 nolu telefona  ya da http://www.ihbarweb.org.tr/ adresindeki ilgili alanlarda form doldurmalı. Fiziksel tehditler, taciz, kötü niyetle yüz yüze görüşme veya suistimalleri acilen 155’e ve savcılığa başvurmalıdır. Ebeveynler olarak en önemli görevimiz çocuklarımızla aramızda uçurumlar oluşturmadan sağlam köprüler kurmaktır” dedi.

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim