Salgın nedeniyle zor bir dönemden geçildiğini ve Ramazan Ayının bir araya gelememenin burukluğu ile yaşandığını söyleyen Cıdık, Hem dünya, hem bölge hem de ülkenin çok ciddi sorunları olduğunu, yaşanılan ekonomik belirsizliğin herkesi endişelendirdiğini ve ülkemizin geleceğini düşünmeye
sevkettiğini vurguladı. Herkesin geleceğe umutsuz baktığını dile getiren Cıdık, “ Kimse yarın ne olacak öngöremiyor. Türkiye tam anlamıyla; siyasetiyle, ekonomisiyle, adalet kurumlarıyla bir çıkmaza girmiştir. Bu ekonomik buhranla birlikte kutuplaşma ve ayrışma da toplumumuzu yıpratmaktadır.
Üzülerek görüyoruz ki; her gün gazete sayfalarından, televizyon ekranlarından, sosyal medya hesaplarından, kürsülerden milletimizin birlik ve beraberliğini adeta dinamitleyen, darmadağın eden beyanlarda bulunulmaktadır. En müşterek konularda dahi ayrışmaya, en ortak noktalarda dahi kamplaşmaya sevk eden açıklamalar yapılmaktadır” dedi.
Öncelikle ve de acilen toplumun örnek aldığı siyasilerin üsluplarını düzeltmeleri gerektiği; birlik ve beraberliğe sözleriyle, üslup ve davranışlarıyla olabildiğince sahip çıkmaları gerektiğini anlatan Cıdık, bu kutuplaşmaların sonucunun herkes  için üzüntü verici olacağını, ve bunun bedelinin de millet olarak ağır ödenebileceğini dilme getirdi. 
Faruk Cıdık, “Biz; oturup konuşarak çözemeyeceğimiz hiçbir sorunumuzun olmadığına inanıyoruz.
Hem ülkemizin, hem bölgemizin meselelerini bir araya gelerek, konuşarak, fikir alışverişinde
bulunarak çözebiliriz. Siyasi menfaatler ve günlük kısır tartışmalar uğruna topluma kalıcı
yaralar bırakmamamız gerekmemekte ve burada hepimizin üzerimize büyük vazifeler
düşmektedir.
Ülkemizin ve bölgemizin zor günler geçirdiği şu günlerde daha çok karşılıklı fikir alışverişine, daha çok helalleşmeye ve birbirimizi sevmeye ve de anlamaya ihtiyacımız var.
İnsanımız artık yoruldu. Siyasi kavgalardan, ekonomik problemlerden, geçim ve gelecek kaygısından bıktı, usandı. Artık huzur iklimine ihtiyacımız var. Çatışmaya değil; dayanışmaya ihtiyacımız var. İnsanlarımızın şimdi daha fazla; sevgiye, adalete, dürüstlüğe, helal kazanca, kardeşliğe ihtiyacı var.
Bu bayramı bir dönüm noktası olarak belirlemeli; bulunduğumuz şehirde birlik ve beraberliği hep birlikte inşa etmeliyiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen, asgari müştereklerimizde buluşmalı, ayrılıkları değil, beraberliklerimizi çoğaltmalı; siyasi çekişmeleri, kısır tartışmaları bir kenara bırakarak, şehrimize ve geleceğimize hep birlikte sahip çıkmalıyız.
Bu şehir, caddeler, sokaklar, genci, yaşlısı hep bizlere, hepimize emanet ve sorumluluğu hepimizin üzerindedir. Gelin hep birlikte, el ele, omuz omuza, şehrimize, kendimize, geleceğimize sahip çıkalım” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim