Kendilerini eleştiren sendika yetkililerinin Eğitim-İş’ten bu davayı açarak hata yaptığını ve davayı geri çekerek de bu hatayı düzeltebileceğini istediğini kaydeden Yaşar, “Yani özetle sendikamıza; “Siz, Atatürk’e sahip çıkmakla, laik çağdaş eğitimi savunmakla hata yapıyorsunuz” demektedir. Bu grup bir şeyi anlamak zorundadır.
Her yerde haykırdığımız üzere, yöneticilik ya da hiçbir beklenti bizim davamızda zerre kadar kararsızlığa neden olamaz. Kaldı ki yöneticilik bizim değil! sizlerin “bağımlılığıdır”. Bizim mesleğimiz öğretmenliktir” ifadelerini kullandı.
Eğitim emekçilerinin hakkını ve hukukunu gözetmek dışında kimseye ödeyecekleri bir diyetin bulunmadığını ifade eden Yaşar, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Bunlar sizlerin korkulu hezeyanlarıdır. Sorumluluk da bize göre, yöneticilerin kurtarıcısıymış edasıyla ortaya çıkanlara, ülke tarihinin en büyük yönetici kıyımı yaşanırken nerede olduklarını hatırlatmaktır.
Kariyer ve liyakat sahibi hiçbir gerçek eğitimcinin kaçacağı da bir sınav yoktur. Sınav korkusu, torpille yaşamını sürdürmeye mahkûmların ızdıraplarıdır.
Sınavın iptali nedeniyle mağduriyet oluşacağı meselesinin de sorumluları ortadadır.
Milli Eğitim sisteminin temelini yok sayan, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalarla yönetici kıyımlarına gidenler ile buna alkış tutup fırsat bilenlerdir. Milli Eğitim Bakanlığı’na yaptığı uygulamanın yanlış olduğu defalarca kez ifade edilmiştir. Sorunun kaynağı hiçbir uyarı ve öneriyi dikkate almayan, bildiğini okuyan anlayıştır. Hukuka aykırı olan bir uygulamaya karşı dava açan, hukuku savunan ve hukuka aykırılığı ortaya çıkaran sendikamızın suçlanması ise akıl tutulmasıdır.
Sendikamıza sorumluluk yükleyenleri şimdiden ve tekraren uyarıyoruz.; Atatürk’ü mevzuatta silmeye yönelik, laik çağdaş eğitime aykırı her girişime dava açtık ve bundan sonra da açacağız, tüm gücümüzle direneceğiz. Bu davadan da değil vazgeçmek bir adım dahi tereddüt etmemiz düşünülemez. Asıl “siz” yandaşlığınızdan vazgeçin.”
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim