Gençlerin 44 yıl önceki cumhuriyet ve sınıf kaygılarının bugün fazlası ile yaşandığını ifade eden Yaşar, “Bugün hala gerek 68 kuşağının saldığı korku nedeniyle, gerek gezi direnişinin bu korkuyu hatırlatması, gerekse diğer hak alma mücadeleleri şiddetle bastırılmaktadır” dedi.
İlhan Yaşar yaptığı yazılı açıklamada “Denizlerin idamıyla 1960’ın intikamını almak isteyen Demirel’in, Türkiye’ye yolsuzluğu ve hayali ihracatı tanıtanların başında gelen yeğenini eleştirenler için “25 yaşında çocukla uğraşıyorlar” derken 25 yaşında 3 çocuğu asabilmek için olanca çabasıyla meclisi etkileyebilmek için iki eliyle evet oyu veriyordu. Denizleri öldürdüklerini sananlar kendilerinin isimlerini sokaklara, müzelere verdirseler de unutulup gittiler. Oysa Denizler ölümsüzleşmişlerdir. Tarih ölümün nasıl insanı ölümsüzleştirdiğini göstermiştir.
Denizlerin idamının ne anlama geldiği bugün Türkiye’de daha da anlam kazanıyor. Devrimci gençlik hareketinin o dönemde istediği: Emperyalistlerin tahakkümünden kurtulmuş, kendi halkının iradesiyle yönetilen bir Türkiye’dir. Yani “Tam Bağımsız ve Demokratik Türkiye”. Denizlerin idam kararıyla aslında idam fetvası verilen “Bağımsız Türkiye Özlemi”dir.
Eğitim-İş, 6 Mayıs 1972'de darağaçlarındaki son soluklarında bile “Tam bağımsız Türkiye” diye haykıran üç fidanın devrimci düşüncelerini ilk gün sıcaklığında yüreklerde, bilinçlerde ve vicdanlarda yaşatmaya devam edecektir” dedi.
(Haber merkezi)
Editör: TE Bilisim