Evrensel düzeyde "insan haklarının anayasası" olarak kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabulünün 67. yıldönümü nedeniyle bir açıklama yapan Yaşar, tüm insanların yasalar önünde eşit olduğunu ve ayırımcılığa uğramayacaklarını vurgulayan bildirgenin bireylerin kişisel hak ve özgürlüklerini tanımlayarak temel insan haklarına evrensel boyut kazandırdığını ifade etti.
Günümüzde Türkiye’de insan haklarının tehdit altında olduğunu kaydeden Yaşar, “Yargının bağımsızlığı tartışılır duruma getirilmiş, adil yargılanma süreci zedelenmiştir. İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü yerlerde sürünmekte, cumhuriyet tarihinin en ağır dönemi yaşanmaktadır. Muhalif her sesin susturulmaya çalışıldığı bu dönemde halkın haber alma özgürlüğüne yönelik sorumluluğunu yerine getiren gazeteciler “casusluk” iddiasıyla tutuklanmakta, hukuk devleti ve demokrasi rafa kaldırılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Toplantı ve gösteri hakkının engellenmeye ve cezalandırılmaya devam ettiğini, örgütlenme özgürlüğünde ilerleme sağlanamadığını belirten Yaşar, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“AKP’nin yaratmak istediği tek tip insan modeline karşı özgürlükleri savunan halkın demokratik talepleri doğrultusunda ortaya koyulan eylemler, güvenlik güçleri tarafından bizzat hükümetten alınan talimatlar sonucunda hukuk dışı uygulamalarla engellenmek istenmekte, eylemlere katılanlara her türlü faşizan baskı uygulanmaktadır. Sendikal bir hak olan, toplanma ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünü kullanan birçok Eğitim-İş üyesi hakkında dava açılması bu baskılara örnektir.
Siyasi iktidar, sadece kendisi gibi düşünenler için demokrasi ve özgürlük talep etmekte, aykırı olan her sesi susturmak istemektedir. Din ve vicdan özgürlüğü sorunu devam etmekte ve tam bir ayrımcılık örneği sergilenmektedir.”
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim