O “talihsiz” konuşmanın şifrelerini çözmek çok da zor değil. Örneğin, “hayatında hiç uçağa binmemiş, uçağı havada görmüş” tanımlaması… “Ben asilzadeyim, daha kundakta uçağa binmeye başladım” demek gibi bir şey…Bir de, uçağa binmemiş olsa da, vatandaşın havaalanı talep etme hakkı yok mudur demokrasilerde?

“Çorum’da birkaç kişi istiyor diye havaalanı gündeminin peşine düşecek değiliz” cümlesine, sosyal medyada Av. Teoman Şahin “hodri meydan” çekiyor. “Başbakan’a yaranacağım diye halkına sırtını dönüp haklı talepleri görmezden gelmek, bunu da AKP karşıtı eleştiri olarak kabul etmek tuhaf bir halk temsilciliği!” ifadesini kullanan Şahin, “Samimiyseniz, herkesin gözü önünde, hatta sizin seçeceğiniz anketörlerle sandıklar kuralım. Buyrun, Çorum genelinde anket yapalım, var mısınız?” diyor.

İşadamı Ahmet Ahlatcı’yı kastederek, “Devlet zarar ederse iyi mi?” diye soruyor ya, Sayın Cumhurbaşkanı’nın gelişinde üç ilçeye doğalgaz müjdesini verdirirken, Çorumgaz’ı, karşılığı 50 yılda ancak alınabilecek bir 30 milyonluk yükün altına soktuğunu, galiba unutuyor. Bir de, bütçe açığının yüzde 10’unun, köprü ve şehir hastaneleri garantilerine gideceğini…

Çorum için iyi şeyler istemenin, “siyaseten bizi yıpratmaya çalışıyorlar” diye yorumlanması, hangi demokraside görülmüş? Buna da, Çorum Time’da Ali Özdemir karşılık vermiş. Çorum sevdalısı Ahmet Ahlatcı’yı “Çorumlu Babayiğit” diye isimlendirdikten sonra, “Ahlatcı, samimi, cesur ve yürekli çıkışıyla tüm Çorumluların takdirini kazandı” demiş.

Başbakan Binali Yıldırım’ın “Biz yapacağız derseniz, hemen yarın izin veririm” sözünden yola çıkarak yerel yönetimler-iş dünyası işbirliğiyle Çorum’u havaalanına kavuşturma çabasını ise, en güzel, İskilip’in Sesi gazetesinde Ahmet Çarkacı yorumlamış: “Çorumlu işadamlarının devletin yapması gereken havaalanını ‘biz yapalım, devlete verelim’ çıkışı, Çorum tarihinde hatırladığım en haysiyetli halk hareketidir. Bu hareket Çorum’un ve Çorumluların çıtasını yükseltmiştir.”

Gelelim, “Eyvallah, sen eskiden beri havaalanı istiyordun. Çorum’da bir havaalanı ihtiyacı varsa yapılır, hiç yolu yok. Onu da biz yaptırırız, bir başkası yapamaz” sözüne… Bunun karşılığını başlığa çıkardık: “İktidarım, muktedirim, istersem yaparım, ama yapmıyorum! Çünkü, şimdi lâzım değil”… Lâzım olup olmadığına siz mi karar vereceksiniz, halk mı? Teoman Şahin “hodri meydan” diyor işte…

Bir de “Başbakan’ın lafının üzerine laf söylenmez” lafı var…Bir kez, “Çorum’un güçbirliği ile bu havaalanını yapabiliriz” diye yola çıkanlar, Başbakan’ın lafı üzerine harekete geçtiler. İkincisi, demokrasilerde böyle bir kavram asla kabul edilemez. Başbakan’ın görüşüne karşıt bir görüş de elbette ki savunulabilir. O görüşe karşı olmak ayrı bir şey, Başbakan’ın görüşü ile bağdaşmıyor diye karşı durmak ve “zinhar tartışılamaz” saymak apayrı…