Kadına şiddet, çocuklara tecavüz, hayvanlara zulüm, dinsiz, inançsız, vicdansız, ahlaksız kişinin özelliği olduğunu dile getiren İnsani Değerler Platformu Başkanı Zeki Kanbur, “Eylül ve Leyla'nın başına gelen acımasızlık, vicdansızlık ve caniliğin tarifi mümkün değildir. Ülkemizde, hastalıklı ruhların değerlerimize de tecavüz ettiğini görüyoruz. Zihniyetlerini sapıklık bürümüş, haysiyet yoksunlarının yaptığı bu saldırılar, kabul edilemez. Kadına şiddet, çocuklara tecavüz, hayvanlara zulüm, dinsiz, inançsız, vicdansız, ahlaksız kişinin özelliğidir. Çocuklarımıza şefkat gerekir, kadınlarımıza saygı ve hürmet, Hayvanlara karşı ise vicdanlı olmamız gerekir. Bu özellikler meziyet değil, olması gerekenlerdir” dedi. 
İnsani Değerler Platformu olarak, bu konunun sebep-sonuç ilişkilerinin raporlandırılması yönünde görevlendirecekleri özel bir komisyonun önümüzdeki günlerde çalışmalarına başlayacağını dile getiren Kanbur, bu caniliğin önüne geçebilmek için tek çarenin toplum olarak “ama-fakat” kelimelerinin kullanmaksızın el birliği yapmak olduğunun altını çizdi. 
Toplumun pek çok kesiminin, bu olayın tabanına inmekten öte bu acıyı bir siyasi malzeme yaparak birbirlerine üstünlük sağlamada kullandıkları bir sopaya dönüştürme yarışında olduklarını iddia eden Kanbur, “Toplumumuzu derinden yaralayıp, çocuklarımızın hayatını karartan bu olayların hiçbir haklı açıklaması olmadığı gibi, çözümü de basit açıklamalarla mümkün değildir. Yara bizim yaramız ise, çaresini de üreten biz olmalıyız. Bu konuda her türlü tedbir hayati önem taşırken, gerek toplum gerekse devlet bu konuda kısa orta ve uzun vadeli bir çözümün parçası olmalıdır. Toplumun canilik sınırına geldiği noktanın tabanındaki sebepler, ne yazık ki pek çoğumuz tarafından masum kabul edilen tuzakların ördüğü dipsiz bir kuyuya dönüştü. Bu mesele, bu acıdan bile rant çıkarıp toplumu bölme mühendislikleri ortaya koyan, televizyonları sarmış ahlaksız dizileri çağdaşlık diye nitelendirip, ahlaksızlığı öven söylem sahiplerinin çığırtkanlığı ile çözülebilecek kadar basit bir mesele değildir. Toplumsal ahlakımızı sorgulayıp, tabandan tavana kadar sirayet eden kötülükler zincirini kırmaktan başka çaremiz yoktur. Suçluların cezası, hem toplumun vicdanını rahatlatacak düzeyde, hem de caydırıcı özelliğini gösterecek kudrette olmalıdır” şeklinde konuştu. 

Editör: TE Bilisim