Olağanüstü Hal’in 3 ay daha uzatılması ile ilgili,
“Görüldü ki süreç yeterli olmadı. Bu nedenle Milli Güvenlik Kurulunda uzatılması konusunda bir tavsiye kararı alındı. Meclis te bu tavsiye kararına uyacaktır. Meclis’te bulunan siyasi partilerin OHAL’i uzatma konusunda olumlu tavır alacağını düşünüyorum” ifadesini kullanan Salim Uslu, şöyle konuştu:
“Bir taraftan PKK, PYD, DAEŞ ve YPG terörüne karşı çıkmayıp, diğer taraftan Türkiye’ye itidal tavsiye eden ülkelerin ikiyüzlü politikası ile karşı karşıyayız.
Başlangıçta OHAL yurttaşlara karşı ilan ediliyormuş gibi bir algı oluşturmaya çalışanlar fena yanıldılar. Hiçbir yurttaş günlük ihtiyaçlarından en ufacık bir fedakârlık yapmadan, günlük yaşamına herhangi bir şekilde müdahale edilmeden yaşamını sürdürüyor.
Burada asıl olan FETÖ örgütüyle bağlantısı olanlar ya da PKK ile bağlantısı olanlar. Ordumuzun ya da diğer güvenlik güçlerimizin içerde ve dışarda yapmış olduğu operasyonlara engel olunmaya çalışılıyor.
GAZİ MECLİSE GELEN YABANCI HEYETLER HAYRETLER İÇİNDE KALIYOR
15 Temmuz akşamını anlatan Uslu; ”Biz gazi meclisteydik ve çok kötü bir akşamdı. 20 metre daha iç tarafa düşse bomba muhtemelen genel kurul salonuna düşecekti ve 83 vekil oradaydık.
Gazi Meclise gelen yabancı heyetler hayret ve şaşkınlık içinde kalıyor ,üzüntülerini bizimle paylaşıyorlar. Ama bu ne kadar ülkelerinin politikalarına yansıyor, ne kadar dış politikalarında etkili oluyor bundan çok emin değilim.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da Gazi Meclisi gezdi gördü, ama ABD’nin Ortadoğu politikası değişmedi.
Türk milleti bir destan yazdı. Devletine, milletine, kendi iradesine, geleceğine sahip çıkmak adına büyük bir destan yazdı. FETÖ Terör örgütü kime hizmet ediyor, bunları kim örgütledi, kimler tarafından devletin kılcal damarlarına kadar entegre edildi? Öyle iddia edildiği gibi bunlar Ak Parti döneminde gelmiş te değiller. O günkü yurtta sulh konseyi kimlerden oluşuyor? O pilotlar kimlerdi bunların açığa çıkartılıp cezalandırılması gerekiyor.
DEVLETİN ALTERNATİFİ ZİLLETTİR
17-25 Aralık operasyonunda birinci derece bu işe hizmet eden elebaşlarının çıkartılması gerekirken, üçüncü, beşinci derecedeki ya da ilgisizlerin tutulup mağdur edilmesini doğru bulmuyorum. Hukuk devleti herkese lazım. Devletin alternatifi zillettir. Devleti zaafa uğratacak hareketlerin içeresinde kim olursa olsun, kimin yakını, kimin adı demeden, statüsüne bakmadan mutlaka üzerine gidilmesi gerekiyor. At izinin it izine karışmaması gerekiyor.
Bazı devletlerin kendi ilkeleriyle ne kadar çeliştiğini gördük bu süreçte. En başta ABD ve AB olmak üzere demokrasi ilkeleriyle, hak ve özgürlüklerle ilgili ikiyüzlü davrandıklarını gördük. Demokrasi ve insan hakları konusunda bizi yargılayanları bizim aleyhimizde hüküm verenlerin söz konusu; demokrasinin geleceği olunca bir anda terör örgütlerinin yanında yer aldılar.
AB STANDARTLARI DOĞRU, POLİTİKALARI YANLIŞ
Avrupa Birliği’nin bir liderlik sorunu var. Ortak savunma politikaları, ortak dış politikaları, ortak ekonomi politikaları, ortak sosyal politikalar vb. oluşturamadılar. Ama Avrupa Birliği’nin kâğıt üzerindeki insan hakları ve demokrasideki standartlarına ilişkin ilkeleri doğru ilkelerdir.
MUSUL OPERASYONUNDA ŞARTLARIMIZ VAR
Musul operasyonunda bizim şartlarımız var.
Hiçbir şekilde PYD ya da YPG gibi örgütler koalisyon güçleri içinde yer almayacaklar. Bu tür operasyonları kendi çıkarları için kurulandığı konusunda çok ciddi uyarılar var.
Şahsen ben Musul operasyonundan yanayım. Suriye’de temel hak ve özgürlükleri savunmakla beraber ülkede demokrasi konusunda hassasiyetimiz var. Bunlar her fırsatta Esed’e söylenmiştir. Ama Esed bunlara kulak tıkamıştır. Çünkü Suriye devletinin parçalanması bazı çevrelerin işine geliyor.
BÜTÜN YUMURTALAR AYNI SEPETE KONULMAZ
Dış politikada hiçbir zaman duygusallık olmaz. Daima daha rasyonel politikalar oluşturmak zorundasınız. Daha pragmatik davranmak zorundasınız, her ülke böyle yapıyor. Bir iş arkadaşım vardı bana derdi ki; ‘Akıllı iş adamı yumurtalarını aynı sepete doldurmaz.’ Devletin de bütün yumurtalarını ABD ya da AB sepetine koymaması gerekiyor.
Bu nedenle Rusya’yla ilişkilerimizin normale dönmesini doğru buluyorum. Rusya bizim kapı komşumuzdur. Rusya’yla yaptığımız ticaretin ve turizmin hacmi fevkalade yüksektir. Rusya’nın Ukrayna’daki yayılmacılığını tasvip etmemekle birlikte yok sayılmaması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye ulusal onurumuza uygun davranmaya devam ettikçe, ne Rusya ne de ABD’nin güdümünde olmayacaktır. Tam bağımsızlık aslında tam da budur. Kendi merhamet medeniyetinin değerlerini yaşatan, çağdaş ve demokratik değerleri, insan hakları özgürlükleri konusundaki duyarlılıklarını ortaya koyan ve Orta Doğu’da rol model ülke olmayı bilen, belirleyici olan bir Türkiye düşünüyorsak kimle ne kadar iş birliği gerekiyorsa yapılabilinir.”
Editör: TE Bilisim