Selim Aydın, Türkiye Kamu-Sen’e bağlı sendikaların başkanları ile birlikte Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, Doğu Türkistan’da yaşanan insan hakları ihlallerine de tepki gösterdi. Bir canlının en önemli hakkının yaşama olduğunu ve bu hakkın bir grup ve zümreye teslim edilemeyeceğini belirten Aydın, dünyada baskın güçlerin kendi çıkarlarına uygun bulduğu toplumlar için demokrasi ve insan hakkı öngördüğünü, diğer toplumlara ise yaşama hakkı dahi tanımadığını ifade etti.

Çin işgali altındaki Doğu Türkistan'da da insan haklarından bahsetmenin mümkün olmadığını dile getiren Selim Aydın, “Çin zulmünden kaçan soydaşlarımız, ana yurtlarında yaşayan yakınlarından haber dahi alamazken, zulmün boyutlarının soykırıma dönüştüğü görülmektedir. Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın binlerce yıldır yaşadığı topraklar işgal altında olduğu gibi seyahat özgürlükleri kısıtlanmakta, doğum kontrolü yoluyla nüfuslarına müdahale edilmektedir” diye konuştu.

Yaşama hakkının topluma ve devlete ciddi görevler yüklediğini vurgulayan Selim Aydın, “Çin hükümeti, zorla kendi topraklarına kattığı ve zorla vatandaş yaptığı soydaşlarımızdan yaşama hakkını dahi esirgerken hangi insan hakkından bahsedecek, hangi değerleri savunacağız? Birleşmiş Milletlerin dünyanın kanayan yarası haline gelen bu soruna eğilmesini istiyoruz. Dünya İnsan Hakları Günü'nde Türk hükumetinin de Birleşmiş Milletler nezdinde derhal girişimlerde bulunmasını bekliyoruz” şeklinde konuştu.

Irak’ta dökülen kandan sızı duyduklarını, Dağlık Karabağ’da yaşanan Hocalı soykırımına ağıtlar yaktıklarını, Filistin ve Arakan’da yaşananlara ağladıklarını ve Kıbrıs’ta Türklere yapılan soykırıma varan etnik temizliğin hafızalarından silinmediğini belirten Aydın, sözlerine şöyle devam etti: “İran Türklüğünü unutmayız, unutamayız. Batı Türklüğüne karşı Avrupalı ülkelerin yürüttüğü asimilasyon temelli entegrasyona, inançlarımıza ve dilimize karşı yürüttüğü anlaşılmaz tutuma hep birlikte ‘Hayır’ deriz. 1757 yılından beri Çin işgali altındaki Doğu Türkistan, boğazımızda düğümdür. Bir buçuk asırdan beri zulme uğrayan, soykırım gören, evlerinden yurtlarından edilen soydaşlarımızın görmezden gelinmesi ne Türkiye ne de dünya nezdinde bir anlam ifade etmiyorsa bugün dünyada insan haklarından söz etmek mümkün değildir. Çin zulmünden kaçan soydaşlarımız, anayurtlarında yaşayan yakınlarından haber dahi alamazken, zulmün boyutlarının soykırıma dönüştüğü görülmektedir. Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın binlerce yıldır yaşadığı topraklar işgal altında olduğu gibi seyahat özgürlükleri kısıtlanmakta, doğum kontrolü yoluyla nüfuslarına müdahale edilmektedir.”

Selim Aydın, insan hakkı, demokrasi ve özgürlüğün evrensel bir değer olduğunu belirterek bu hakkın bir grup, zümre veya sermayeye devrinin söz konusu olmadığını da sözlerine ekledi.

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim