7 üniversiteden 200 akademisyenin katıldığı sempozyumda Meslek Yüksek Okulları’nın bulunduğu bölge ve ülke ihtiyaçlarına göre özdeşleşen ve güncelliğini koruyabilen MYO’ların oluşturulabilmesi gibi yeni fikirlerin geliştirilip gündeme getirilmesi tartışılırken, mesleki eğitim ve öğretimde gelinen, hedeflenen noktalar ve yaşanan sorunlar masaya yatırıldı.
Sempozyumda bir açılış konuşması yapan Hitit Üniversitesi Meslek Yeksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Menderes Suiçmez, Türkiye’de nitelikli ara eleman yetiştirme görevinin yükseköğretim kurumlarına, yüksekokullarına verildiğini söyledi.
Meslek Yüksekokullarının kuruluş amacının yükseköğretim kurumlarına bağlı meslek yüksekokullarından mezun olan kişilere gerekli bilgi ve beceriyi kazandırmak, mezuniyet sonrası kendi alanlarında işyeri açabilmelerini veya mesleklerini icra edecekleri işletmelerde deneyimli eleman olarak işe başlamalarını sağlayacak donanımlı mezunlar yetiştirmek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Suiçmez, “Meslek Yüksekokullarında verilen eğitimin ulusal ve uluslararası gereksinimler, gelişen teknoloji ve iş dünyasının ihtiyaçları doğrultusunda olması gerekmektedir. Bu sebeple sanayinin önemli ihtiyaçlarından biri olan nitelikli insan yetiştirilmesi ve istihdam edilmesi için üniversite sanayi işbirliğinin çok önemli olduğu ortadadır. Bu işbirliği kesintisiz bir şekilde sürdürülmek zorundadır” dedi.

Hitit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Reha Metin Alkan, sadece Türkiye’de değil, dünyada yetişmiş insan gücünün önemli olduğunu söyledi.
Şu anda Türkiye’de yaklaşık 7 milyon civarında yükseköğretimde öğrenci bulunduğunu hatırlatan Prof. Dr. Reha Metin Alkan, bunların yaklaşık 2.3 milyonunun meslek yüksek okulunda eğitim-öğretim hayatlarını devam ettirdiğini söyledi. 
Türkiye’de 925 Meslek Yüksek Okulu bulunduğunu sayıya bakıldığında bu mesleki eğitimin bir şekilde herkesi direk veya en direk ilgilendiren bir konu olduğunu dile getiren Alkan, “Meslek yüksek okullarının her platformda klasik olarak şikayet edilen, her platformda imkansızlıkları söylenen şeklinde değil de bundan sonrasında meslek yüksek okullarını nasıl konuşlandırabiliriz. Üniversitelerin üzerine düşen çok ciddi bir iş var bu konuda. Çünkü bu konuda meslek elemanlarını yetiştirenler bizleriz. Dünyadaki ülkelere baktığımız zaman, en önemli sorunun yetişmiş insan gücü olduğunu her fırsatta bize söyleniyor ve sizlerde farkındasınız. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yetişmiş insan gücü gerçekten çok önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Meslek Yüksek Okulları son derece önemli. Artık son dönemlerde vakıf üniversiteleri de Meslek Yüksek Okullarına önem verdi. Daha öncesinde puanı tutmayan veya bir şekilde üniversiteye gireyim düşüncesi bir şekilde değişmeye başladı. Nice dört yıllık bölümler var ki mezun olduktan sonra iş bulma imkanı yok ama öyle bölümlerimiz var ki iki yıllıklarımız ön lisans çıkar çıkmaz çok kolay yüksek rakamlara iş bulma potansiyeline sahip tabi burada işte bize düşüyor. Yeni gelecek olan bölümleri açmak bu bölümlerde eğitim verilmesini sağlamak, üniversitelerin birinci dereceden vazifesi” ifadelerini kullandı.
Editör: TE Bilisim