Büyükelçi Yunsoo Cho konuşmasında şu görüşleri dile getirdi:
“Bundan 40 yıl kadar önce lisede demir çağını işlerken Hitit kelimesini ilk kez duydum. O zamandan beri Hititler’in yaşadığı bölgeyi ziyaret etmenin hayâlini kuruyordum. Bu hayâlim Büyükelçi olarak atandıktan sonra gerçek oldu.
Kullandığımız medeni aletlerin 3500 yıl önce, şu an görev yaptığım Ankara yakınında icat edilmesi şimdi bile inanılmaz geliyor. Demir aletler elde etmek için 1000 dereceden daha yüksek bir ısıda demiri eritmek gerektiği gerçeğini düşününce bu bölgedeki medeniyetin ne kadar geliştiğini az çok tahmin edebiliyorum. Bu gelişmiş medeniyeti, Haziran ayında Hitit kültürünün başkenti olan Hattuşa’yı ilk kez ziyaret ettiğimde görebildim. Kayalara çizilen savaşçı resimleri, ders kitaplarında yıllar önce gördüğümüz resimlerdi. Hattuşa’daki kaya resimlerini görünce çizilen savaşçılar önümde yürüyüp gidiyormuş hissiyle donup kaldım. Hititler’in üstünlüğüne derin övgülerimi iletiyorum.”
Büyükelçi Cho, Türkiye’ye gelen turistlerin farklı gruplar olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti:
“Güneş ışıklarını az gören Alman, İngiliz ve Ruslar, Türkiye’nin güney sahillerinde güneşin tadını çıkarırken, su ve ağacın az olduğu ülkelerde yaşayan Araplar ise Karadeniz’in su ve dağlarını tercih ediyor. Öte yandan Koreliler, Türkiye’nin köklü tarihi ve kültür varlıklarını tanımak için 10 saatten fazla süren bir seyahat yapıyorlar. Bu yönden Hattuşa, Koreliler’i kendine çekecek cazibeye sahip diye düşünüyorum. Burası hakkında güzel düşüncelere sahip olduğum için Kore televizyonunun Hattuşa’da belgesel çekmesine ön ayak olmaktayım. Ayrıca fırsatım oldukça Hattuşa’yı tanıtmaya devam edeceğim.” (Recep SERBES)
Editör: TE Bilisim
