Bunun için, öncelikle Çorumluların birliği ve dayanışması konusunda elden gelen katkıyı vermeye çalıştık. Çorum ortak paydasında sağlanacak birliktelik, Çorum’un sorunlarına daha güçlü biçimde sahip çıkılması ve haklarının alınması bakımından büyük avantaj sağlayacaktı.

ÇORUM HABER’in çağrı sahibi olduğu, seçkin bir komite tarafından organize edilen İstanbul’daki ilk büyük “Çorumlular Gecesi”nin tarihi 1988…Bunu ileriki yıllarda pek çok geceler, dayanışma yemekleri izledi.

Çorum, “sanayi kenti” olacaksa, “kültür ve sanat kenti” de olmak zorundaydı. Hele de “barış kenti” olmadan hiçbir hedefe ulaşılması mümkün değildi. “Amatör Sesler Yarışmaları”, “Ulusal Karikatür Yarışmaları”, daha pek çok kültürel-sanatsal etkinlik, o yıllarda ÇORUM HABER’in imzasını taşıdı.

Daha ileriki yıllarda ise, “devlet eliyle” Çorum Anadolu’nun adeta “sanat vahası” haline getirildi. Gıpta edilen, özenilen bir kent oldu.

Kentin entelektüel çıtası artık doruklardaydı.

Sonra duraksamalar, gerilemeler…Aynen sanayileşmede olduğu gibi…

*

Son yıllarda, Çorum’un entelektüel çıtasının yerlerde süründüğünü sık sık dile getiriyoruz.

Oysa, dünyaya ışık saçan Hitit uygarlığının başkenti ve zengin halk kültürü birikimine sahip bir kent olarak Çorum’un, Anadolu’nun en önemli kültür ve sanat merkezlerinden biri olma potansiyelini taşıdığını önemle vurguluyoruz.

Ve “haydi Çorum’u yeniden ayağa kaldıralım” diye çağrı yapıyoruz.

*

Çok önceleri de, Çorum’un sosyal, kültürel, sportif tüm alanlarda gelişimini koordine etmek üzere bir “çatı örgütlenme” önerimiz olmuştu, ama ne yazık ki gerçekleşmemişti. Birbirinden kopuk sivil toplum örgütlerinin çatıları altında, kurumsallaşamadan, bölük pörçük sözde etkinliklerle Çorum’un tanıtımına katkı verilmeye çalışılıyor ve elbette ki yeterli olunamıyor.

Dünyanın en kıymetli mücevherlerine sahip olduğu halde Çorum tanınmıyor, tanıtılamıyor.

Çünkü, günümüzün etkili tanıtım araçlarından gereği gibi yararlanılamıyor.

*

Ülkenin entelektüelleri ile; popüler sanatçıları, edebiyatçıları, sporcuları ile, medyatik yüzleri ile diyalog kurularak çok şeyler yapılabilir oysa…

Hitit uygarlığına değer veren, salt bu nedenle bile “Çorum dostu” olan o kadar çok ünlü var ki oysa…

Bunların başında, “Anitta’nın Laneti”nin yazarı Mahfi Eğilmez geliyor, “Ninatta’nın Bileziği” ile Hitit’i eserlerine de taşıyan Ahmet Ümit geliyor.

Sevgili kardeşimiz Ayhan Bozkurt’la “kanka” oluşu nedeniyle, bir önceki Çorum’a gelişinde Ahmet Ümit’le yakın bir diyalog kurmuş ve Hitit’in hak ettiği tanıtımı sağlayabilme adına göreve hazır olduğu mesajını ta o zaman almıştık.

Pazar günü bir araya gelişimizde, bu niyetimizi ve tasavvurumuzu yeniden güncellemiş olduk.

Görüşmeden isimlerini zikretmek istemeyiz, ama bu oluşuma daha pek çok “Çorum dostu”nu ekleyebiliriz; sanat dünyasından, edebiyat dünyasından, medyadan…İş dünyasının entelektüellerinden…

Bu doğrultuda, şevk ve heyecanla ciddi bir çaba içine girmek isteriz.

Ama, Çorum’un en azından bilinçli, aydın kesimi, bu girişimin arkasında duracaksa eğer…

(Soldan sağa) Mehmet Yolyapar, Ahmet Ümit, Ayhan Bozkurt’un teyzesi Şengül Genç, eniştesi Ahmet Kayış, annesi Nesrin Bozkurt, ablası Hülya Kayış, kuzeni Yeşim Genç ve Ayhan Bozkurt…

Yazılıkaya Yayın Kurulu üyelerinden Damla Bişirici, Semra Şahin ve Banu Özdil Yücel, kitap imzalatmak üzere geldikleri Emin Kitabevi’nin kafesinde, Mehmet Yolyapar, Ayhan Bozkurt ve ailesi ile bir araya gelerek sohbet ettiler.

Ayhan Bozkurt, kitapları ve sanat anlayışı üzerine Yazılıkaya mensuplarını bilgilendirirken…

Ahmet Ümit’le anı fotoğrafı…(Soldan sağa: Mehmet Yolyapar, Banu Özdil Yücel, Damla Bişirici, Ahmet Ümit, Semra Şahin, Zeynep Türkçü…

Ahmet Ümit, Çorum’dan bir gün sonra da Karaman’da kitap imza günü düzenledi. Yazılıkaya Yayın Kurulu’nun Karaman’da oturan üyesi Elif Kaymazlı da burada, kızları Zeynep ve Şevval ile birlikte kitap imzalattı.

Mehmet Yolyapar, Ahmet Ümit, Ahmet Kayış ve Ayhan Bozkurt, sohbet ettikleri kafenin önünde…

Editör: TE Bilisim