Prof. Mortan, Çorum’un 1980’lerde tanığı olduğu sanayileşme çabalarını anlatırken de, “Çorum, bir Gaziantep, bir Denizli olamadı, ama kendi modelini kanıtladı. Çorum, leblebi ile büyüyecek değil, o bir tanıtım unsuru. Çorum’un büyümesi sanayileşme ile olacak. Önemli işler başarıldı. Bu daha yukarıya taşınırsa, Çorum 2030’lardan itibaren, sanayide ve turizmde çok iyi bir noktada olabilir.” diye konuştu.

Çorum’un sanayileşme sürecinin yakın tanıklarından ve yönlendiricilerinden, dünyaca ünlü ekonomist Prof.Dr. Kenan Mortan, Ordu Televizyonu Karadeniz Ekonomi’nin “Gündem Özel” programında Hazal Palavar’ın sorularını yanıtladı. Mortan, 18 ili kapsayan Karadeniz Bölgesi’nin ekonomik sorunlarına değinirken, Orta Karadeniz’in sanayileşme çabasındaki ili Çorum’u da, geçmişten bugüne değerlendirdi.

Moderatör Hazal Palavar, Doğu Karadeniz’in göçe zorlayan yapısının, ekonomik anlamda da geri kalmışlığa neden olduğunu belirterek, “Bu coğrafyada cazibe merkezi sayılacak şehir de yok gibi. Bunu yaratan etkenleri nasıl değerlendirirsiniz?” diye sordu.

YÖRENİN DEĞİŞMEYEN YAZGISI

Prof.Dr. Kenan Mortan bu soruyu şöyle yanıtladı:

“Bu programı 1960’da, 1980’de ya da 2000’de yapmış olsaydık da bu soru değişmeyecekti. Bu bir anlamda, Karadeniz’in hırçın coğrafyasının, tarıma az elverişli olan, ancak geçinebilecek kadar imkân sağlayan sınırlı arazisinin, sanayileşmeye ve kurumsallaşmaya da izin vermeyişinin sonucu.

2010-2020 arasında, bu hırçın coğrafyada insan eliyle de yanlışlıklar yapıp eko sistemi bozduk. Bu küçücük coğrafyada 300’ü aşkın HES projesine izin verip, enerji uğruna burada yaşamı daha da zorlaştırdık. Bu da yoksullaşmanın derinleşmesini beraberinde getirdi. Oysa 2010’a kadar, DOKAP başta olmak üzere, kalkınma planlarında, Doğu Karadeniz’de tarımın iyileştirilmesinden, eko sisteme dayalı yeşil kuşak turizminin ve buna bağlı hizmet sektörünün canlandırılmasından söz ediliyordu.”

ORTA GELİR TUZAĞI

Coğrafyanın insan eliyle zorlaştırıldığını ve orta gelir tuzağına düşüldüğünü ve milli gelirin de, Türkiye ortalamasının yüzde 50 altına kadar gerilediğini belirten Prof. Mortan, “Bu ister istemez beraberinde göçü getiriyor. Daha önemlisi entelektüel sermayenin göçü yaşanıyor. Zihninde aklı, öncülüğü, yarını taşıyan insanlar İstanbul’a göçtüler ve başarılı da oldular. Ama, bölge onların yarattığı değerden mahrum kaldı” diye konuştu.

DOĞU KARADENİZ’DE SANAYİ

Moderatör Hazal Palavar’ın, Doğu Karadeniz’de tarımdan sanayiye bir türlü geçilemediğini ifade etmesi üzerine de Kenan Mortan, endüstriyel aşamaları, ilkel toplum, tarım, sanayi, ileri sanayi olarak sıraladı ve bundan sonrası için de “siber teknikler” denilebileceğini anlatarak şunları söyledi:

“Sanayinin yüzde 1 ile 3 arasında kârlılık sağladığı bir ortamda, üstelik coğrafya da uygun değilken, sanayi fobisine takılmamak gerekir. Gelin, tarımı iyi yapıyor muyuz diye soralım, özelleştirme sonrası Trabzon Limanı’nı iyi kullanabiliyor muyuz? Zigana üzerinden İran’a nakliyeyi öngören proje gerçekleşseydi, 2.500 ilâ 5.000 arasında Türk veya İran TIR’ı hareket halinde olacaktı. Ne yazık ki olumsuzu teşvik ettik, HES ruhsatları verdik. O planlanan büyük Karadeniz yolunu yaptığınız zaman, bu bölgede eko sisteme dayalı bir turizm olmayacaktır. Toplumu sanayi sendromuna sokmak yerine bunlar üzerinde duralım.”

Karadeniz Ekonomik İşbirliği’nin Şükrü Elekdağ’ın fikri olduğunu ve Özal döneminde gündeme getirildiğini de anlatan Mortan, “Öncelikle 11 ülkeyi kuşak gibi saracak, 300 milyon insanı kucaklayacak bir yol planlanıyordu. Bu projenin fizibilitesi bile yapılamadı. Bu projenin ikinci 25 yılı görebileceğini sanmıyorum” ifadesini kullandı.

ÇORUM, DENİZLİ VE GAZİANTEP’İ İZLİYORDU

Yine Hazal Palavar’ın sorusu üzerine, Çorum’un ekonomik gelişimine ilişkin değerlendirmeler yapan Prof.Dr. Kenan Mortan, özetle şunları ifade etti:

“Çorum, 1986’da bir TOSYÖV semineri dolayısıyla gözlemlediğimiz ve ‘Çorum Modeli’ olarak tanıttığımız bir yer. Sanayi odağı olarak, Türkiye’de kendini kanıtlamış Denizli ve Gaziantep gibi örneklerin ardındaydı, ama henüz o kıvamda değildi. Bir Gaziantep, bir Denizli olamadıysa da, model olarak kendini kanıtladı. En azından Sayın Alapala’yı, fabrika yapan fabrikalar kentinin patent sahiplerinden olarak selamlıyorum. Dünyanın dört bir yanına yaptığı ihracatla, ülkeye inanılmaz bir katma değer sağladı.

Bu modelin bir isim babası daha var. Şimdi emekli olan o dönemin Çorum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ümit Uzel…O tarihte bizim çok nazımızı çeken büyüğümüzü buradan selamlıyorum. Ümit Abi, katkılarınızı unutmamız mümkün değil. Hizmetlerinizi anmayı görev biliyorum.”

HENÜZ DEĞERİ ANLAŞILAMAMIŞ BİR PIRLANTA

Ekonomist Mortan, Çorum’la ilgili değerlendirmesini şöyle tamamladı:

“Çorum, leblebiyle büyüyecek değil. O, işin mağaza önü, tanıtım unsuru. Çorum ancak, sanayileşme ile, makina sanayiinde anlamlı örnekler oluşturarak büyür. Mesela vitrifiyede, gömlek sanayiinde ilginç gelişmeler yaşandı. Çorum, butik işleri çok iyi yapmaya gayret etti ve ediyor. Bunları daha yukarıya taşırlarsa, sanıyorum Çorum’u 2030’lardan itibaren kendi örneğini kendi yaratmış bir kent olarak selamlayacağız. Çorum bu övgüyü hak ediyor.

Bu arada, Çorum’un çok önemli bir değeri daha var: Hitit uygarlığı. Harika bir müzesi, zengin kazı alanları ile, Mahfi Eğilmez’in Hititler hakkındaki anlamlı eseri ve tanıtma çabaları ile, Çorum çok önemli bir turizm cazibesi yaratabileceğini gösteriyor. Hitit uygarlığı, henüz kendini gösterememiş bir pırlanta gibi. Çorum, 2030’larda turizm kenti olarak da parlamaya başlayabilir.”

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim