SEFERBERLİK

Beni tanıyanların sürekli duydukları iki cümle vardır. Bunlardan ilki birlik-beraberlik-sevgi- kardeşlik içinde köyleri, ilçeleri ve mahalleri ile birlikte yaşayan 537 bin nüfuslu bir Çorum, diğeri ise öz kaynaklarını doğru ve planlı kullanan, yaratılan kaynaklarını eşit, doğru ve planlı harcayan 537 bin nüfuslu bir Çorum.

Sizlere ikinci söylemimden bahsetmek istiyorum. Hayat aslında bir formüldür ve A=B yani Sebep=Sonuç ilişkisi ile devam etmektedir. Bu formülü daha açık yazarsam,

Maden + Enerji + Turizm + Yerel Basın + Spor + Tarım + Hayvancılık + Sanayi + … = Sosyal + Kültürel + Eğitim + Sağlık + Gelecek + Çocuklar + … şeklinde devam etmektedir. Yani öz kaynaklar diye adlandırdığım kısım eşitliğin sol tarafıdır ve biz büyükler hep sol tarafta çırpınır dururuz. Bizim her hareketimiz eşitliğin sağ, yani sonuç tarafına olumlu veya olumsuz yansır, bu yansımayla gündelik yaşantımız, geleceğimiz, çocuklarımız şekillenir.

Açıkçası, son yıllarda ilimiz için eşitliğin sol tarafında hiç olumlu şeyler görmüyorum ve sağ taraftan da maalesef olumlu sonuçlar bekleyemiyorum. Bu düşünceme neden kapıldığımı size saatlerce anlatabilirim, şimdilik sadece son günlerde ilimizin duayen gazetecisi Sayın Mehmet Yolyapar’ın çağrısından bahsetmek istiyorum. Öz kaynaklarımızdan biri olan yerel basın için bir seferberlik çağrısı yaptı ama ben üzülerek bu çağrının henüz karşılık bulamadığını düşünüyorum. Yerel basınımız can çekişirken ilimizin söz sahibi kişileri (özellikle yöneticileri ve iş insanları) derin derin düşünmeli ve kendilerini sorgulamalıdır. Şöyle ki, yerel seçim arifesinde 18 Mart’ta Çorum Ticaret ve Sanayi Odası’nın mart ayı meclis toplantısında yaptığım konuşmada “ilimizin bugünki duruma gelmesinde, sorun yumağında halkımızın, milletvekillerimizin, belediye başkanlarının, rektörün, valinin, kaymakamların, diğer kamu yöneticilerinin, sanayicilerinin, sivil toplum örgütlerinin, muhtarların ve toplumun diğer dinamiklerinin kısaca hepimizin az ya da çok payları var” demiştim. Bugün de aynı düşüncedeyim. Eğer ilimizde yerel basın (yazılı ve görsel) can çekişiyorsa veya yoksa, bu ayıp hepimizindir ama ayıpta öncelik, ilimizin söz sahibi kişilerine (özellikle yöneticilerine ve iş insanlarına) düşmektedir. İlimizin söz sahibi kişileri yerel basınımıza kaynak yaratmıyorlarsa, can suyu olmuyorlarsa görev her zaman olduğu gibi yine halkımıza düşmektedir. Çay parasından bile az olan, kuruş düzeyindeki yerel gazetelerden herhangi birini (hangi gazete, kimin veya çizgisi ne olursa olsun) imkânları dâhilinde günlük satın almamız gerekiyor (ulusal gazete almasak ta olur, çünkü ülke gündemi hakkında 24 saat görsel yayın yapılmakta). Her eve bir yerel gazete girse, ev halkına özellikle çocuklarımıza okuma alışkanlığını kazandırır ve seferberlikte omuz omuza vermiş oluruz.

GERÇEK DURUM NE?

Seçim dönemi bitti, yapılması gereken, yeni dönemde, yeni bir başkan, yeni meclis üyeleri yani yeni bir kadro ile köyler, ilçeler ve mahallelerle birlikte ilimizi ayağa kaldırmak olmalıdır. Peki böyle mi oldu? Hayır henüz olmadı. Başkan yaklaşık 1 ayını tebriklerle, reklamlarla geçirdi. Örneğin başkan kendi aracı ile işe geliyor, işçilerle çalışıyor, seçim için İstanbul’a gitti gibi şov amaçlı haberlerle gündem oldu. Kimse bana daha yeni seçildi, biraz zaman tanıyalım demesin. Geçen her saniye gelecekten kaybedilen saatlere eşittir. Yaklaşık 100 gün geçti ve ben yeni yönetimde hala bir ışık göremedim. O ışığı görsem zaten eleştirmezdim.

Seçim dönemimde sorunlarımızın dağ gibi olduğunu, zaman kaybetmeden acil çözümler için ilin önderlerinin bir araya gelmesi gerektiğini söyledim. Bu gün bakıyorum ki bu söylemim geçmişte ve havada kalmış.

Örneğin, yabancı uyruklu insanlar için bir çözüm önerilmedi, trafik ve otopark için bir çalışma başlatılmadı, belediyenin geçmiş dönemleri mali ve adli olarak incelemeye alınmadı, halka acı tablo sunulmadı. Bunun yanında ilimizin nüfusu şehir merkezinden ibaret zannedilmektedir. Kısaca geçmiş yıllardaki yaşantımızı bugün de aynı hızla yaşamaya devam ediyoruz.

Ben sosyal medyayı aktif kullanıyorum ve orada bildiğim her sorunu dile getiriyor, takipçilerimin dikkatini çekiyorum. Paylaşımlarımdan bir kaç örnek verirsem,

Dodurga ve Osmancık ilçelerindeki çeltik üreticilerinin çok mağdur olduklarını, çeltik için yeterli su bulamadıklarını söyledim. TBMM’nde soru önergesi verdik. (Bugünlerde sorun çözüldü).

Çevre yoluna konulmak istenen EDS radar sisteminin vatandaş yararına olmadığını, birilerini zengin etmek isteyen bir yöntem olduğunu dile getirdim. Osmancık İlçemizde uygulanan sistemin iptal edilmesi tartışmaya açıldı ve haklı olduğum ortaya çıktı.

Seçimde söz verilen havaalanı, askeri birlik, demir yolu ve Volkswagen fabrikası için hala bir çalışma yok. Havanda su dövülüyor.

Osmancık’ta bazı köy yollarının kullanılmaz halde bırakılması, yani yapılmaması gibi.

Benim gibi CHP Belediye Meclis Üyesi Tuncay Yılmaz Bey de yoğun çalışıyor ve Çorum Belediyesi’nin mevcut borçlarını ve geçmiş dönem Sayıştay raporlarını, işe personel alımlarındaki adam kayırmacılığı v.d. konuları inceledi ve kamuoyunu bilgilendirdi. Uygulamalarda yanlışlar olduğunu, sorumluların hesap vermesi gerektiğini söyledi.

Seçim arifesinde ilimize neredeyse bakanların tümü geldi, oy almak için bizlere vaadler verdiler, havaalanı, demiryolu, askeri birlik v.b. geliyormuş, il başkanına müjdeyi vermiş, milletvekilleri Cumhurbaşkanından söz almış v.s. dediler. Sonuç; bir il milli eğitim müdürünün bile kim olacağına karar veremeyen durumdayız. Dahası bu hafta ilimizin bir değeri olan HİTİT GIDA markamızı da kaybettik.

Forbes dergisi 2018 yılı "İş Yapmak ve Yaşamak İçin En İyi Kentler" adlı çalışmasının sonuçlarını yayınladı. Veri seti 4 ana kategoriden oluşuyor: - Beşeri Sermaye ve Yaşanabilirlik, - Marka Becerisi ve Yenilikçilik, - Ticaret Becerisi ve Üretim Potansiyeli, - Erişilebilirlik. Buna göre; Yozgat 72.nci, Çorum 60.ncı, Çankırı 52.nci, Amasya 40.ncı, Kırıkkale 37.nci, Sivas 31.nci sırada. Yakın gelecekte Yozgat ta bizi geçer, bu tablo bize yakışmıyor.

Özetlersem, birbirimizi kandırmayalım, yazının başındaki formülümüze dönersek, A=B ilişkisinde iyi sebepler ortaya koyamıyoruz ve bugün, yarın iyi sonuçlar alamayacağız.

Son söz olarak, particiliğimizi bir kenara bırakalım, tek bir amacımız köyleri, ilçeleri ve mahalleri ile birlikte yaşayan 537 bin nüfuslu bir Çorum olsun, iyi sonuçlar (B) almak için iyi sebeplerde (A) buluşalım.

Hepinize sevgi, selam ve saygılarımı sunarım.

Dr. Bilgi TERLEMEZOĞLU

Yük. Müh/ İSG Uzmanı

NOT: Uzun bir aradan sonra sizlerle tekrar buluşma imkânı buldum. Bana bu fırsatı sağlayan Çorum Haber Gazetesi yöneticilerine teşekkür ederim.

Editör: TE Bilisim