BİKTUDER Hayvan Hakları Komisyonu, yeni kanun tasarısına karşı çıkmak amacıyla geçtiğimiz Pazar günü 69 şehirle eş zamanlı olarak bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Hürriyet Parkı önünde bir araya gelen BİKTUDER Hayvan Hakları Komisyonu üyeleri adına basın açıklamasını okuyan Şeyda Çimen, “Hayvanların duyulmayan çığlığını duyurmak için binlerce can dostu ile birlikte katliam yasa tasarısına karşı çıkıyoruz. Hep birlikte can veririz ama canlarımızı vermeyiz.” dedi.

BİKTUDER Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Şeyda Çimen, açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:

“Geçmişte hayvanlar için vakıflar kuran, birçok dünya ülkesinden önce hayvana şiddete yaptırımlar getirmiş olan, hayvana merhamette dünyaya nam salmış olan toplumsal belleğimizi yok sayarak, âdeta toplumumuza ihanet edermişçesine, hayvanları sürgün, esaret ve ölümlere mahkûm etme belediyeler tarafından, Tarım ve Orman Bakanlığı desteği ile sürdürülüyor.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, hayvanlara yönelik şiddet ve işkencelerin artması karşısında, yasanın TCK kapsamına alınması ve hayvanlar için daha iyi koşulların sağlanması bağlamında ‘Bu yasa hâlâ neyi bekliyor? Bir an önce çıkartın’ talimatını fırsat bilen Tarım ve Orman Bakanlığı bürokratları, yine harekete geçip, sokak hayvanları için katliam maddelerini Hayvanları Koruma Kanunu'nu değiştirmek için tasarılarına eklediler.

Bırakın Anadolu'yu, Ankara'da bile bir tek belediyenin ölüm kampı barınağına gitmemiş olan, uygulamalardan ve ölüm koşullarından habersiz bakanlık bürokratları, kapalı kapılar ardında STK'lardan ve kamuoyundan gizleyerek bu katliam kanun tasarısını ölüm maddeleri ile Cumhurbaşkanlığı'na ve TBMM'ye sunma hazırlığındalar.

Belediye bütçelerine resmen zehir ve kıyma parası konarak sokaklardaki hayvanların zehirlenerek öldürüldüğü ülkemizde, 2004 yılında çıkartılan Hayvanları Koruma Kanunu ile, sokak hayvanı sayısının zehirleyip öldürerek değil, bilimsel ve tıbbi koşullarda kısırlaştırma operasyonları ile kontrol altına alınması hükme bağlandı. Fakat Ankara, İstanbul ve İzmir gibi en büyük belediyeler bile, kanunu uygulamadıkları gibi, büyük önem taşıyan 6. madde hükmü olan kısırlaştırmayı yapmadılar, hayvan sayısı artıp vatandaş şikâyet ettikçe, hayvanları toplayıp öldürüp yok ettiler; ölüm barınaklarında esir ettiler; dağa, taşa, ormanlara ve başka ilçelere attılar.

Tarım ve Orman Bakanlığı, uygulanmayan kanunu uygulatmak ve görev yapmayan belediyelere görev yaptırmak yerine, hayvanlara şiddet ve vahşetin durması için kanunun TCK'ya alınması her gündeme geldiğinde, 6. maddeyi değiştirip, sürgün – katliam maddelerini tasarıya ekleme çabasına girmektedir.

Önce 100 binlerce hayvanı toplayıp, ormanlarda oluşturulacak dev açık hava hapishanelerine doldurma ve sonraki dönemde yine 100 binlerce hayvanı şehir dışlarındaki beslenme alanlarına sürgün etmeyi içeren tasarılar, o dönemde başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımız'ın talimatları ile durduruldu.

Şimdi ise, ‘izle – denetle’ kılıfı altında 100 binlerce hayvanın devasa toplama kamplarına kapatılmasını içeren yasa tasarısının katliamlar getireceğini ve bunun yanında sokak hayvanı sayısında da artışlara sebep olarak kırsalda yaşayan halktan gelen şikâyetleri çözmekten ziyade büyüteceğini Sayın Cumhurbaşkanımız'a duyurmak istiyoruz.”

ÖRNEK BİR HAYVAN HAKLARI KANUNU İÇİN İŞTE O TALEPLER

Şeyda Çimen, Hayvan Hakları Kanunu için 5 maddelik taleplerini ise şu şekilde sıraladı:

“Anadolu'nun merhamet geleneğine uygun, çağdaş ve dünyaya örnek bir hayvan hakları kanunu için taleplerimizi kamuoyuna sunuyoruz.

1- Kanun, Türk Ceza Kanunu kapsamına alındığında işkence, tecavüz, öldürme suçlarının cezaları 2 yıl 1 aydan başlamalıdır.

2- Sahipsiz hayvanların kısırlaştırılmaları ve alındığı yere bırakılmasını esas alan 6. madde kesinlikle değiştirilmemeli, belediyelerce uygulanması sağlanmalıdır.

3- Kanunu uygulamayan belediyeler üzerinde Tarım ve Orman Bakanlığı'nın idarî yaptırımı olmalı ve hayvana şiddet, vahşet uygulayan belediye görevlileri de TCK'ya göre ceza kapsamına alınmalıdır.

4- Hayvanat bahçeleri, sirk, yunus parkları, deney laboratuvarlarında esir edilen ve yük taşıtma, dövüş, avcılık gibi amaçlarla kullanılan ve her türlü insan menfaati amacıyla sömürülen hayvanlar üzerindeki vahşete ve zulme son verilmeli; internet, petshop ve üretim çiftliklerinden hayvan üretim ve satışları en az 5 yıl süreyle yasaklanmalı, evcil-yaban hayvanlarının ithalat ve ihracatı durdurulmalıdır.

5- Tehlikeli olarak tanımlanan hayvanların, kısırlaştırılıp belediyelere kayıtları yapılarak sahiplerine verilip düzenli kontrolü sağlanmalı, üretim ve dövüşlerde kullanılan köpekler de kısırlaştırılıp oluşturulacak özel bakımevlerinde rehabilite edilmeli ve uygun durumda olanlar yuvalandırılmalıdır.”

(Recep SERBES)

Editör: TE Bilisim