TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın laiklik ilkesinin anayasadan çıkartılması gerektiği yönündeki ifadesinin yalnızca kendi görüşü olmadığını savunan Suvacı, “Yapılan açıklama, AKP’nin demokrasiye, eşitliğe ve bir arada yaşama kültürüne nasıl baktığının göstergesidir. Bu sözlerle amaçlanan hedef, bu ülkede yaşayan bütün vatandaşların hak ve özgürlüklerine müdahale, yaşama biçimlerine baskı girişimidir.
Laik ilkesi yalnızca din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, bu yolla din ve vicdan özgürlüğünün sağlanması değildir” dedi.
Laikliğin milli egemenlik ilkesinin de temeli olduğunu belirten Suvacı, “Laiklik ilkesiyle millet zamanın değişen şartlarına göre kendi kaderini belirleyecek hukuk kurallarını kendi egemenlik gücüyle koyma hakkını eline almıştır. Bu hak Meclis tarafından kullanılır, hükümet tarafından uygulanır, yargı tarafından korunur. Anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddesi olan laiklik ilkesini kaldırmaya yönelik her teşebbüs, milli egemenliği kaldırmaya ve anayasayı zorla ilga etmeye yönelik bir suç girişimidir” şeklinde konuştu.
Laikliğin aynı zamanda cinsiyet ayrımı gözetmeksizin hangi mezhepten, hangi inanıştan, hangi düşünceden olursa olsun, bütün vatandaşların eşit haklara sahip olmasının garantisi anlamına geldiğini kaydeden Suvacı, açıklamasında şunları bildirdi:
“Bu ülkede hiç kimse cinsiyeti, mezhebi, inancı veya düşüncesi sebebiyle bir diğerinden üstün değildir. Bütün vatandaşlar kanun önünde eşit haklara sahiptir. Laiklik ilkesiyle devlet bütün inanışlara, bütün vatandaşların eşit vatandaş olmasının, devleti yönetme ve idaresinde görev alma hakkının teminatıdır. Laiklik ilkesi sayesinde bu ülkenin bütün vatandaşları kendi yetenek ve çalışmalarıyla bu ülkede her makama gelebilir, her işi yapabilir. Toplumsal barışımız, birlik ve bütünlüğümüz bu temel üzerine kuruludur. Laiklik ilkesini ortadan kaldırmaya yönelik her çaba aynı zamanda birlik ve bütünlüğümüzü yok etmeye yönelik bölücü bir girişimdir.

“LAİKLİK ASLA DİNSİZLİK DEĞİLDİR”
Bütün bunlarla birlikte laiklik, Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlıkla mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir. Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler, ilerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış fanatiklerden başka kimse olamaz.
İsmail Kahraman yaptığı açıklamalarla milli egemenliğin, demokrasinin ve Cumhuriyet değerlerinin sembolü olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni temsil etme yeteneğini kaybetmiştir. Oturduğu yüksek makam, kendisine büyük gelmektedir. Görevi bir an önce bırakmalı ve istifa etmelidir.
CHP, çağdaş uygarlık seviyesinin bile üstüne çıkma hedefi ile özgürlükçü demokrasiyi kurmak için çalışmalarına büyük bir azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Bu ülkede demokrasiyi yok etmek ve bir baskı rejimi kurmak isteyenler mutlaka yenilecek, Türkiye tarihi yolculuğuna devam edecektir.”
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim