“2011 yılından bu yana devam eden ve Ortadoğu’yu kasıp kavuran, başlangıçta Arap Baharı olarak ortaya çıkan fakat Suriye Kışına dönüşen olaylar sonucunda milyonlarca insan ölmüş, bir o kadarı da ülkelerini terk etmek zorunda kalmışlardır. Tıpkı hayatı ve umutları söndürülen Aylan Kurdi ve ailesi gibi.
Suriye'de 4 yıldır devam eden emperyalist vekâlet savaşı süresince Türkiye Hükümeti tarafından yanlış bir dış politika izlenmiş, tırlar dolusu silah çetelere verilerek birtakım menfaatler uğrunu Suriye Halkı'na karşı savaş açılmıştır.
Savaşın bilançosu Suriye içerisinde sınırlı kalmamış, Türkiye'ye ve hatta Avrupa ülkelerine kadar yayılmıştır. Yapılan tüm hukuksuzluklara rağmen savaştan bir sonuç alınamamış ve Suriye halkı meşru hükümeti ile ayakta kalarak mücadelesine devam etme kararı almıştır. Biz ise ne yazıktır ki kardeş bir halka savaş açma kararı almaya çalışıyoruz.
Ne yazık ki sloganı ‘Yurtta Barış Dünya'da Barış’ olan bir dış politikanın bu süreç boyunca aldığı kararlar her şeye rağmen barışı savunma adına olmalıydı.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi, "Mecbur Kalınmadıkça Savaş Bir Cinayettir", peki bizler bir saray uğruna kardeşlerimiz ile savaşa mecbur muyuz?
Bizler barışı hem bu güne hem de yarına taşıyacağız. Bunun için de Atatürk Devrimlerini ve dış politikasını 21. yüzyıla aktaracak ve uygulayacağız. Bölgenin içinde bulunduğu çatışma ortamından huzur günlerine çıkartmak için "En kötü barış bile en iyi savaştan yeğdir" sözünü aklımıza kazıyacağız.
Değerli yurttaşlarımız; ülkemizde son dönemde artan terör olayları ve toplumsal gerginlik nedeniyle tezkere ve benzeri kararların kabul edilmesi savunuluyor. Bizler tüm siyasileri samimiyete davet ediyoruz. Gençlik sadece yarın değildir, bizler hem gelecek hem de şimdiyiz, bizler, bugünüz. Barışta bizlerle hemen bugün olacak. Tüm halkımızı ve siyasileri çağrımıza kulak vermeye ve hemen şimdi barışa davet ediyoruz.”
(Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim
