Taşeron sisteminin yasaklanması, taşeron işçilere kayıtsız ve şartsız kadro verilmesi, kamu çalışanlarının iş güvencesini sağlayan 657 sayılı yasanın ilgili maddelerine ve işçilere iş güvencesi sağlayan kıdem tazminatına dokunulmaması amacıyla başlatılan imza kampanyasında toplanan imzalar Ankara’daki KESK ve DİSK Genel Merkezlerine gönderildi.
Eğitim-Sen Şube Başkanı Mehmet Öztürk, SES Şube Başkanı Merter Kocatüfek, Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Nevzat Veldet, Tarım Orkam-Sen İl Temsilcisi Ali Türksel, DİSK/Emekli-Sen Şube Başkanı Ömer Sözüdoğru ve sendika üyelerinin de hazır bulunduğu basın açıklamasında kampanya hakkında bilgi veren KESK Dönem Sözcüsü ve BES Şube Başkanı Ertuğrul Alper, iş güvencelerinden asla vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Yıllardır hayata geçirilen torba yasalarla ve kanun hükümde kararnamelerle, yasal-meşru hiçbir dayanağı olmayan fiili uygulamalarla kamu personel rejiminde sermayenin lehine, kamu emekçilerinin ve kamu hizmetlerinden yararlanan vatandaşların ise aleyhine bir dönüşüm yaşandığına dikkat çeken Alper, “Söz konusu dönüşümün bugün gelinen noktada bir taraftan kamu emekçilerinin sınırlı iş güvencesini ortadan kaldırmayı diğer taraftan da kamu hizmetlerini toptan tasfiye etmeyi hedefleyen boyutlara ulaştığını görmemiz gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
KESK ve DİSK olarak ‘reform’ adı altında gündeme getirilen bu saldırılara karşı geçmişte olduğu gibi bugün de kararlı bir şekilde mücadele etmeye, kamu alanını toptan tasfiye etmeyi hedefleyen her türlü girişimin karşısında olmaya devam edeceklerini belirten Alper, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“İş güvencesi, sadece kamu emekçilerinin değil, taşeron, kayıt dışı istidamın olağanüstü boyutlarda arttığı koşullarda kıdem tazminatlarına göz konulan işçilerin de sorunu olarak orta yerde durmaktadır.
Güvence iç içe geçen halklardan oluşan bir zincire benzemektedir. İş, ücret-gelir, sosyal güvenlik-emeklilik, sendikal hak ve özgürlükler gibi temel unsurlar bu zincirin halklarıdır. Bu halkalarda yaşanan yıpranma veya kopma çalışanların güvencesini tehdit eder. Bu açıdan baktığımızda ülkemizde sadece kamu emekçilerinin değil, tüm çalışanların güvence zincirinde uzun süredir yıpranma ve kopmalar yaşanmaktadır. Güvence zincirinin en önemli halkalarından biriside kamuda yeterli ve güvenceli istihdamdır. Kamu istihdamında özellikle son 10 yılda emekli olanlardan daha az sayıda yeni kamu personeli istihdam edilmiştir. 2002 yılında kamuda 20 bin olan taşeron istihdam bugün yerel yönetim hizmetleri ile birlikte 1 Milyonu aşmıştır. Kamu kesiminde istihdamın 4/B, 4/C, 50/D, çakılı sözleşmeli, geçici süreli sözleşmeli gibi istihdam biçimleri ile çok parçalı hale getirilip eşitsizlik temelinde yeniden yapılandırıldığı görülmektedir. Kısacası güvenceli-kadrolu istihdam halkası kopmuştur. Bugün ‘kamuda karmaşaya son verilecek’ diye ‘müjde’ haberleri yapılmaktadır.
İş güvencemizi ortadan kaldırmak için verilecek küçük tavizlere, müjdeli açıklamalara kesinlikle prim vermeyeceğiz. Biz sadece kamu emekçilerinin değil, tüm çalışanların gerçek anlamada bir iş güvencesine kavuşturulmasından yanayız. Bunun için iş güvencesinin ‘kırmızı çizgileri’ olduğunu deklare eden konfederasyon ve sendikalar başta olmak üzere tüm konfederasyonlara, sendikalara, 2,7 milyon kamu emekçisine ve kamu hizmetlerinden yararlanma hakları ortadan kaldırılmak istenen tüm yurttaşlara bir kez daha ortak mücadele çağrısı yaparak, KESK ve DİSK olarak yaklaşık bir ay önce başlattığımız “Güvenceli İş, Güvenli Gelecek Haktır” konulu imza kampanyamız süresince topladığımız imzalarımıza ait listeleri yetkililere ulaştırılmak üzere postaneden sendikalarımızın Genel Merkezlerine gönderiyoruz.”
(Taner ŞİMŞEK)
Editör: TE Bilisim