Evde geçirilen süreçte karbonhidratlı besin tüketiminin arttığına dikkat çeken diş hekimi Dr. Duygu Ofluoğlu, bu dönemde çürük oluşum riskini arttırmamak için günde en az 2 kez dişlerin düzenli olarak fırçalanması, diş ipi ve arayüz fırçası kullanımının alışkanlık haline getirilmesi gerektiğini söyledi.

Ofluoğlu, “Povidon iyodin veya klorheksidin glukonat içeren antiseptik ağız gargaraları, ağız hijyeninin sağlanmasında faydalı olmakla birlikte, gargaraların içerdikleri alkol miktarının virüslere etki edecek kadar yüksek olmadığı unutulmamalı ve oral mukozanın zarar görmemesi için bu ürünlerin çok sık ve uzun süre kullanımından kaçınılmalıdır. Sadece ağız sağlığımız için değil aynı zamanda genel sağlığımızın için de asitli, gazlı içeceklerin ve şeker oranı yüksek gıdaların tüketiminden kaçınılmalı, lifli gıdalar ve süt, yoğurt gibi kalsiyum içerikleri yüksek ürünler tercih edilmelidir” dedi.

Kovid-19 hastalığının oluşturduğu olumsuz tablonun, tüm dünyada her gecen gün şiddetini arttırdığına dikkat çeken Ofluoğlu, “Çin’in Wuhan kentinde başlayan bu salgın, alınan tüm önlemlere rağmen tüm dünyaya yayılmakta ve yüksek bulaşıcılık özelliği nedeniyle de hastalıktan etkilenenlerin sayısı katlanarak artmaktadır. Hastalığın etkeni olarak kabul edilen virüsün, ağız, burun ve göz mukozalarından vücut içine girmesini takiben, hızla çoğalarak hedef aldığı organ olan akciğerlere ilerlemesiyle, hayatı tehdit eden zatürre ve ağır solunum yetmezliği meydana gelmektedir. Hastalığın özellikle kronik hastalıkları bulunan ya da bağışıklık sistemi zayıf olan, ileri yaştaki bireyleri etkilediği bilinse de, genç ve orta yaşlı, sağlıklı kişilerde de ölümle sonuçlanan vakalar bildirilmektedir” ifadelerini kullandı.

Korona virüsle mücadelede sosyal izolasyonun da önemine dikkat çeken Ofluoğlu, “Hastalığın henüz etkinliği ispatlanmış bir tedavisi ya da aşısı olmadığı için, hastalığa yakalanmamak en az tedavisi kadar önemlidir. Bu amaçla alınacak en önemli tedbir artık hepimizin çok iyi bildiği gibi sosyal izolasyondur. Zorunlu haller dışında evimizde kalmak, dışarıda olduğumuz zamanlarda diğer insanlarla aramıza mesafe koymak ve kişisel hijyen alışkanlıklarımızı en üst düzeye çıkarmak alacağımız en önemli tedbirlerdir. Ellerin en az 20 saniye süreyle sabunla sık sık yıkanması, ellerin yüz, göz ve burundan uzak tutulması ve doğru şekilde maske kullanımı ile virüsün vücut içerisine girişinin engellenmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

Tüm dünyayı etkileyen bu salgının başta tıp doktorları olmak üzere diş hekimleri açısından da son derece önemli olduğunu anlatan Ofluoğlu, “Çalışma şeklimize bağlı olarak, hastalarımızla çok yakın temasta olduğumuz için yüksek risk grubundayız. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde, yapılan tedaviler sırasında hastalığın hekime ya da çapraz enfeksiyon nedeniyle diğer hastalara bulaşması söz konusu olabilir. Bu nedenle rutin hijyen tedbirlerini en üst seviyeye çıkarmalı ve bir dizi önlem almalıyız. Hasta-hekim temasını en aza indirmek amacıyla, travma vakaları ve ağrılı acil diş tedavileri dışındaki tedaviler bir süre ertelenmelidir. Tedaviyi yapacak olan diş hekimi mutlaka cerrahi maske, cerrahi önlük, koruyucu gözlük ve siperlik kullanarak hem kendini hem de hastasını korumalıdır. Covid-19 üzerine etkinliği ispatlanmamış olmakla birlikte, işlem öncesinde uygulanacak çeşitli antiseptik gargaralar ile ağız içi dezenfeksiyon sağlanmalıdır. Virüsün damlacık içerisinde havada, yüzeylerde kalabildiğini ve bu yolla vücuda girdiğini göz önüne alırsak, tedavi sırasında kullandığımız çeşitli aletler ve hava-su spreyleri ile etkilediğimiz yaklaşık 6 metre çapında bir alan, yani işlem odaları her hasta sonrasında uygun araç ve solüsyonlarla dezenfekte edilmelidir. Bekleme alanlarında mümkün olan en az sayıda hasta olacak şekilde randevu düzenlemeleri yapılmalı ve tedaviler en kısa sürede tamamlanacak şekilde planlanmalıdır. Güçlü bir sağlık sistemine ve çalışanlarına sahip bir ülke olarak, zamanında alınan tedbirler ile bu küresel salgından başarı ile çıkacağımıza inanıyorum” diye konuştu. (İHA)

Editör: TE Bilisim