Herkesin bir uzmanlık alanının bulunduğunu, en doğrusunun bilimin konuşmasının olduğunu söyleyen Gül, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“Bu etik kurala uyuluyor mu? Uyulmadığını görüyoruz…Uyulmayınca ne oluyor? Doğru yanlışa karışıyor, bilgi kirliliği yayılıyor ve kafalarımız karışıyor. Gıdaların üretim teknolojileri ve ürün özellikleri bilimsel-mesleki yetkinliğe sahip olmayan, konusunda uzman olmayan kişilerin popüler olmak, kitaplarının reklamını yapmak, satışını arttırmak ve muayenelerine gelen hasta sayısının arttırarak uzun kuyruklar oluşturması adına, bilgi sahibi olmadığı halde herhangi bir gerçekçi dayanağı olmadan yaptıkları yanlış ve bilimsellikten uzak bazı açıklamalar kamuoyuna yanıltıcı bilgiler vererek insanların akıllarını karıştırmaktadır. Bu asılsız, hiçbir bilimsel temeli olmayan ve etik kurallara uymayan açıklamalar, temel gıdalarla ilgili olarak bile yapılmakta, tüketicilerin kaygı düzeyini çok yükselterek, beslenmeleri konusunda hatalar yapmalarına yol açmaktadır. Beslenmede yapılan hatalar, sağlıkla ilgili geri dönüşsüz birçok tehlikeyi ortaya çıkarmaktadır. Tüm bu rahatsız edici durumların yanında en üzücü olanı ise bu kişilerin toplumda bazı gıda gruplarına karşı kuşkuların oluşmasına sebep olan yanlış ve gerçeklikten uzak açıklamalarının sorgulanmadan, işin gerçek uzmanlarına danışılmadan medya tarafından yüksek reyting beklentisiyle kamuoyuna aktarılmasıdır. Böyle olunca gıdalarımızla kavgalı hale geliyoruz. Bu durum; tüketicilere de bilim dünyasına da, gıda sektörüne de hatta medyaya da zarar veriyor. Gıda algılarla değil, gerçeklerle konuşulur. Gerçekler bilime dayanır.
Bu nedenle; medya doğru bilgi kaynaklarına ya da doğru uzmanlara ulaşarak gıda güvenliği alanındaki bilgi kirliliğinin azalmasına yardımcı olmalıdır. "Her şeyi bilen insan hiç bir şeyi bilmeyen insandır" ilkesi doğrultusunda her konuda uzmanlık taslayan kişilerden uzak durmalıdır. Bunu yaparak da tüketicilerin kanıta ve araştırmaya dayalı bilgi ile buluşmasına öncü olmalıdır.”
(Haber Merkezi)
 
Editör: TE Bilisim