Şehit haberleri yüreğimizi dağlıyor, öfkemizi kabartıyor. Terör örgütüne ve geri plandaki “kukla oynatıcıları”na nefret kusuyoruz. Yurdun dört bir yanında ve o arada Çorum’da, insanlar haklı olarak sokaklara dökülüyor, şanlı Türk bayrağını dalgalandırarak terör örgütünü lanetliyor, şehitlerimizin anısına saygısını haykırıyor.
Etnik kökeni, mezhebi, siyasi görüşü ne olursa olsun, cumhuriyet değerlerine ve demokrasiye bağlı, ülkenin bölünmez bütünlüğünden yana herkes, aynı duyguda, düşüncede birleşiyor. Çünkü, Türkü, Kürdü, Çerkezi, Alevisi, Sünnisiyle, muhafazakârı, milliyetçisi, liberali, sosyal demokratı, sosyalisti ile bu vatan hepimizin. Yine hepimiz bir büyük ulusun bireyleriyiz. Tasada ve kıvançta ortağız. Kaderimiz aynı.
Bu koşullarda, terör belasına ve vatanı bölüp parçalama tuzaklarına karşı; barışı, kardeşlik duygularını, demokratik hoşgörüyü, birbirimizi anlama olgunluğunu, soğukkanlılığı, sağduyuyu; kin ve nefretimizin, öfkemizin, öç alma duygularımızın önüne çıkarmayı başarabilmeliyiz. Tarihe karşı böylesine büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Birbirimize düşersek, birlikte yok olacağımızın idrakine varmak durumundayız.
Çorum’da yapılan protesto gösterilerinde, küçük bazı taşkınlıklar dışında ciddi bir olay yaşanmamış olması tesellimizdir. Ancak bu, provokasyona açık ortamın yarattığı risklerin ortadan kalktığı anlamına da gelmiyor. Farklı siyasi görüşteki insanların yoğun olarak yaşadığı semtlere yönelik, gece yarılarına kadar süren taciz konvoylarının, küçük bir kıvılcımla büyük yangınlara sebep olabileceği gerçeğini, kimse gözden uzak tutmamalıdır.
Gerilimli atmosferin, sosyal medyada karşılıklı atışma, tahrik ve tehdit şeklinde tehlikeli restleşmelere yol açmaya başladığı da, ne yazık ki kaygıyla izlenmektedir. Geçmişte çok acılar yaşamış bir kent olarak Çorum’un böyle riskler taşımaya tahammülü yoktur. Onun için, herkesi sağduyuya; tepkisini hukuk çerçevesinde, demokratik sınırlar içinde ifade etmeye çağırıyoruz. (Haber Merkezi)
Editör: TE Bilisim