Fikret Tepençelik, SMMM Odası Başkanı Muzaffer Yıldırım’ın, kendi köşe yazısını düzeltici nitelikte bir açıklama yapmasının ardından, konuya ilişkin ayrıntılı değerlendirmede bulunarak, yönetmelik veya tebliğlerin, yasa hükümlerini kaldıramayacağı veya değiştiremeyeceği yönündeki genel hukuk kuralını hatırlattı.
Fikret Tepençelik’in yazısı şöyle:
19.01.2015 tarihli Çorum Haber Gazetesindeki köşe yazımda "şirket ortakları ne kadar Bağ-Kur primi ödemelidirler" başlıklı yazı yazmıştım. Yazımda ana hatları ile;
-İşletme sahip ve ortaklarının yanında çalışan işçilere ödenen maaşlardan daha az Bağ-Kur primine esas teşkil edecek matrahı beyan edemeyeceklerini,
-Eskiden olan Bağ-Kur basamak yükseltme sisteminin ortadan kalktığını anlatmıştım.
Çorum Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odamız Başkanı, diğer meslektaşlardan gelen uyarıyı dikkate alarak yerel basında "yanlışlığın düzeltilmesiyle ilgili bilgilendirme" açıklamasında bulunmuştur.
Yerel basında yapılan bu açıklamalar aynen şöyledir; 5510 sayılı Kanunun 12 'de işveren tanımı şu şekildedir; 5510 sayılı kanuna göre 4 ncü maddenin 1. fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işverendir. Şeklinde belirtilmiş. Yani şirket ortakları işveren olmayıp bu şekilde değerlendirilmesi gerekiyor, denmiştir.
Her şeyden önce bu bir yanlışlık değildir, kanun maddesinin yorumlanma şekli ile ilgilidir ki, bu yaklaşım biçimine katılan olur veya eleştirilerde olduğu gibi farklı yorumlayan olur. Bu konuda aynı bakış açısı ile ya da farklı yazılmış bazı kişilerin yazıları da olabilir.
Yukarıda yapılan bu açıklama ile "tüzel kişilerin işveren olarak sayıldığı" teyit edilmiştir. 4(b) eski tanımı ile Bağ-Kur kişileri esas aldığından tüzel kişilik adına Bağ-Kur tescili yapamayacağı açıktır. Bu nedenle tüzel kişi yani şirket ortaklarını Bağ-Kurlu olarak saymıştır. Dolaylı olarak işveren statüsünde bulunan ortaklar ise kanunun 80.maddesinin (b) bendi uyarınca yanında çalışan işçilere ödenen maaşlardan daha az Bağ-Kur primine esas teşkil edecek matrahı beyan edemeyecekleri anlamı ortaya çıkmaktadır.
Hatta eleştirilere bir katkı sağlayayım; 21.08.2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Yönetmelik ile Sosyal Sigortalar İşlemleri Yönetmeliğinin 98. maddesine " Kanunun 80. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi, tüzel kişiliğe haiz kuruluşların ortakları hakkında uygulanmaz" şeklinde bir bent eklenerek bu yoruma açık husus düzeltilmeye çalışılmıştır.
İşte sorun da burada; 5510 sayılı yasa ile getirilen bir madde hükmü, yönetmelik/tebliğ ile düzeltilmeye çalışılmıştır. Ancak, eleştiren uygulayıcılar, yasal düzenlemeler tebliğ ve yönetmeliklerle kaldırılamaz, değiştirilemez, uygulanamaz hükmünün genel hukuk kuralı olduğunu bilmelidirler.
Bu nedenlerle, ileride kurum tarafından yasanın lafzı gereği yapılacak ek prim düzeltmeleri gereği işletme ortak/ortaklarının gecikme cezalı bir ek Bağ-Kur primi ile karşılaşmamaları için bahse konu yazıyı kendi açımdan yorumlayarak yazdım.
Yineliyorum, yazımın içeriği kendi yorumuma göre doğrudur. Bu hususun düzeltilmesi ancak yasal düzenleme ile yapılması gereklidir. Yasal düzenleme ile düzeltileceği tarihe kadar ise işletme ortak/ortakları her an gecikme faizli ek Bağ-Kur primine maruz kalabilir.
Kişisel olarak, yasal boşlukların ortadan kaldırılmasını ve kamuoyunun bilgilenmesini sağlamayı görev olarak algılarım. Bu nedenle farklı yorumlar sonucu ortaya çıkması muhtemel cezalı işlemleri engellemeye çalışmayı da bu görev içinde düşünürüm.
Ayrıca uyarıda bulunan meslektaşlarıma yazılarımın okunduğunu teyit ettikleri manasında sevindiğimi bildirerek kendilerine teşekkür ediyorum.
Tüm okurlarıma saygılarımı sunarım.
Editör: TE Bilisim