Gelirini ücretle elde eden çalışanların kazançlarının vergilendirilmesinde ölçüt olarak kullanılan tarifelerin, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103. maddesinde yer aldığının ifade edildiğini dile getiren Saatcı, Maddede yer alan tarife tutarlarının ise her yıl güncellendiğini belirtti. Bu kapsamda 2017 yılı gelir vergisi tarifesine bakıldığında; ücret gelirinin vergilendirilmesinde iki temel parametre olduğunun görüldüğünü anlatan Saatcı, bunlardan birincisinin oran, ikincisinin ise oranın uygulanacağı matrah olduğunu söyledi. Saatcı, “İçinde bulunduğumuz süreçte her iki parametre açısından ücretli çalışanlar aleyhine sonuçlar doğuracak gelişmeler söz konusudur. Bunlardan birincisi oranla ilgilidir ki; %27 oranının uygulandığı ikinci dilimde oran %30 a çıkarılmak istenmektedir. İkinci sorun geçmişten bugüne gittikçe derinleşen matrah sorunudur ve bu sorun oran artışına denk gelecek mağduriyetler üretmiştir ve eğer gereken müdahale yapılmazsa üretmeye de devam edecektir. Verginin hesaplanmasına esas matrah, her yıl güncellenmektedir. Bu güncelleme Vergi Usul Kanunu’nun 298’nci maddesine göre hesaplanan Yeniden Değerleme Oranı üzerinden yapılmaktadır. Yeniden Değerleme Oranı, ticari kazanç erbabının kazançlarının vergilendirilmesinde amortismana tabi olan kıymetlerin yıllar itibari ile kıymetlerini belirlemek için Maliye Bakanlığı’nca kullanılan bir katsayıdır. Gelir vergisi matrahlarının belirlenmesine etki eden yeniden değerleme oranında, TÜFE (bir anlamda tüketici enflasyonu) değil ÜFE (üretici kesimin enflasyonu) esas alınmakta bu yolla, gelirleri üretici fiyatlarına göre vergilendirilen fakat giderleri TÜFE’ye göre artan çalışan-ücretli kesim tablosu ortaya çıkmaktadır. Bu tablonun özeti ise gelir vergisine esas matrahlarda cari enflasyondan daha düşük artış ve buna dayalı olarak da daha yüksek vergi ödeme yükümlülüğünün oluşmasıdır. Bu anlamda, gelir vergisi noktasında yapılacak ilk değişiklik ve mağduriyeti gidermeye dönük hamle, gelir vergisi matrahlarının, ÜFE’ye göre değil TÜFE esas alınarak belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılmasıdır. Özellikle, ücret kazancına dayalı olarak gelir vergisi mükellefi olan kişiler için uygulanması gereken endeks tüketici fiyat endeksi olmalıdır " dedi.

Tıpkı, ek ödemede olduğu gibi, tıpkı emekli maaşı ve ikramiyesinde olduğu gibi bu noktada, gelir vergisine ilişkin mevcut adaletsizliklerin giderilmesi yönünde adım atılmasını beklerken, aksi yönde bir irade ile %27’lik oranın %30’a yükseltilmesi yönünde düzenleme yapılmasının; adaletsizliğin sona ermesine değil derinleştirilmesine çaba sarf edildiği kanaati uyandırdığını anlatan Ahmet Saatcı, “Bu çerçevede, gelir vergisine ilişkin düzenlemede oranların artırılması yönünde ortaya konan iradenin geri çekilmesi ve gelir vergisine esas matrahların özellikle %15’lik dilim açısından geçmiş dönem kayıplarını da telafi edecek şekilde yükseltilmesi gerekmektedir. Bu yöntemle, gelir vergisinin, kamu görevlileri başta olmak üzere emekleriyle gelir elde edenler açısından “gelir azaltıcı” vasfı önemli oranda sona erecektir.

“Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” sloganının yanına “vergide adalet esastır” afişinin eklenmesi için içinde bulunduğumuz süreç iyi değerlendirilmeli; %27’lik oranın 3 puan artışla %30’a çıkarılması yanlışından vazgeçilmeli ve gelir vergisinde yeniden değerleme oranın da ÜFE yerine TÜFE’nin esas alındığı sistem hayata geçirilmeli tekliflerimizi karşılayacak düzenlemeler gerçekleştirilmelidir” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim