Gerek teşvik sistemlerinden yansıyan olumsuzluklar, gerekse Çorumlu girişimcinin sanayileşme heyecanını aynı kararlılık, özveri ve duyarlılıkla sürdürememesi nedeniyle, gelişim süreci kesintiye uğradı, sanayileşme duraksadı ve Çorum “sanayi kenti” unvanına bir türlü ulaşamadı. Buna bağlı olarak, bölgenin ticaret, eğitim, sağlık, kültür ve sanat merkezi olma hedeflerinin de gerisinde kaldı.
Şurası bir gerçek ki, Çorum’da girişimci ruhu var, ama bir kuşak önce “üç-beş esnafın bir araya gelerek fabrika kurması” yoluyla hayata geçirilen yatırım iklimi, daha büyük projeler etrafında olgunlaştırılamadı, birliktelik sağlanamadı. Güçlü bir lobi faaliyetiyle, Çorum’un hak ettiği yatırım ve hizmetlerin kazanılması yönünde de, ne yazık ki bir arpa boyu yol katedilemedi.
Yalnız Çorum’un değil, tüm kentlerin büyüme ve kalkınmasının önündeki en büyük engel, hiç kuşku yok ki, birlik-beraberlik ruhunun, birlikte iş yapma kültürünün geliştirilememesidir. Dahası, iş yapanın önüne engeller, en azından psikolojik güçlükler çıkarılmasıdır. Caydırıcı bir atmosfer oluşturulmasıdır. Radikal bir söylemle; fitne, fesat ve hasettir.
Fitne (ara bozma, karışıklık çıkarma), fesat (kötü düşünce, hile) ve haset (kıskançlık, çekememezlik) dinimizce de günah sayılan, insanlıkla bağdaşmayan duygu ve eylemlerdir. Büyüme için birlik-beraberliğe, birlik-beraberlik içinse, ruhları, bu kötülüklerden temizlemeye; su gibi berrak, komplekssiz, ardniyetsiz, uzlaşmacı, paylaşımcı ve dayanışmacı olmaya ihtiyaç vardır. Zira, küresel ekonominin acımasız rekabet koşullarında, büyümenin tek yolu da, gerek sermaye, gerekse teknolojik bakımdan daha güçlü olmaktan geçmektedir.
Editör: TE Bilisim
