Hüseyin Beşikçi de, oğlu İlker’in düğününde bu nostaljik tabloyu yaşattı. Bahabey Caddesi’ndeki Solmaz Apartmanı’nın önünde, Cengiz Başaran (darbuka), Necdet Berber (klarnet) ve Turan Torik (cümbüş) ekibi, çevreyi de gürültü kirliliği ile rahatsız etmeden adeta musiki ziyafeti çekti.
Şehrin ortasında, düğün evlerinin önünde, sabahtan başlayıp gece yarısına kadar davul-zurna çalınan düğünler…Silahların şerefe patladığı, avlu, meydan veya sokaklarda yapılan “dejenere” düğün-dernek örnekleri…
Bu gibi organizasyonlarla, hem çevrede olağanüstü rahatsızlıklar oluşturuluyor, hem de her an yaralanmayla, ölümle sonuçlanabilecek kaza riskleri yaratılıyor.
Oysa, Çorum’un düğün geleneklerinde, davul-zurna da yok, havaya silah sıkma da…Davul-zurna Çorumlu’nun yaşamında elbette var, ama bayramda, güreşte, meydandaki kutlama töreninde ve tabii ki Ramazan’da..,.
Düğün evlerinin önünde, davul-zurna çalınması adeti, Çorum’a son yıllarda geldi. Eskiden, düğün evinin önünde, gün boyu ince saz heyeti tarafından sanat müziği ve halk müziği parçaları seslendirilirdi. Cümbüş, klarnet, darbuka olur, kimi zaman bu enstrümanlara keman da eklenirdi.
Ya tam natürel olarak, ya da hafif bir hoparlörden yararlanılarak…Dolayısıyla, müzik sesi sadece düğün evinin çevresinden duyulur, düğüne neşe, coşku, eğlence katılmış olurdu. Toplananlar, müziğin ritmine kapılıp çiftetelli de oynarlardı, halay da çekerlerdi.
Geçmişin bir örneği de, önceki gün Bahabey Caddesi’nde, Solmaz Apartmanı önünde yaşandı. Oğlu İlker’i evlendiren Hüseyin Beşikçi, apartman sakinlerine ve dostlarına bir nevi “nostalji” ikram etti.
Cengiz Başaran (darbuka), Necdet Berber (klarnet) ve Turan Torik (cümbüş), çevreyi de gürültü kirliliği ile rahatsız etmeden, deyim yerindeyse musiki ziyafeti çektiler. Salondaki düğünün saati yaklaşınca da, sokak konseri sona erdi. (Haber Merkezi)
 
Editör: TE Bilisim