Çorum halkının Alevisi, Sünnisi ile 39 yıl önceki olayların mağduru olduğunu anlatan Eral, anlatılanların kin için değil yaşananlardan ders çıkarılarak inadına barış ve kardeşliğin yaşatılması için olduğunu ifade etti.

Yaşanan olayların Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak’ın öldürülmesi ile başladığını anlatan Eral, cenazeden dönenlerin polisin de desteği ile solcu olarak bilinen işyerlerine saldırdığını, olayların ileriki günlerde büyüyerek arttığını söyledi. 30 Mayıs’ta Milönü’nde 3 polisin öldürüldüğünü ancak ne hikmetse polislerin vurulduğu silahın daha sonra ülkücülerden birinin üzerinde çıktığını anlatan Av. Sadık Eral, 1 Temmuz tarihinde ise Alevilerin çok olduğu yerlerde Sünnilerin, Sünnilerin çok olduğu yerlerde ise Alevilerin evlerine saldırılan yaşandığını dile getirdi.

Kenan Evren’in anılarını yazdığı kitapta 1 Temmuz tarihinin darbe günü olarak belirlendiğinin yazdığını söyleyen Av. Sadık Eral, olayların da bu tarihe denk gelmesinin önceden planlandığı anlamına geldiğini dile getirdi.

Cumadan çıkan halka Alaeddin Camii’nin Aleviler tarafından yakıldığının söylendiğini, bir anda ortaya demir çubuklar ve sopaların çıktığını, bu sırada yapım aşaması devam eden caminin hoparlörlerinden makineli tüfek sesi yayımlandığını anlatan Eral, Alevi ve Sünni halkın birbiri ile çatıştırılmak istendiğini bu nedenle camiye yaklaşan insanların üzerine ateş açıldığını söyledi. Alevi önderlerin fırınlarda diri diri yakıldığını ve insanların cenazelerini bile mezarlığa götüremez hale geldiğini dile getiren Av. Sadık Eral, olaylarda öldürülen iki kişinin cenazesinin Palabıyık Köyü’nde toprağa verildiğini, ancak bu iki kişinin artık doğduğu topraklarda toprağa verilmesinin zamanının geldiğini kaydetti.

Herkesin bir oyuna getirildiğini belirten Eral, yaşanan acılara sebep olanların ortaya çıkarılması gerektiğini dile getirdi. İnsanlık suçunun zaman aşımına uğramadığını belirten Eral, davanın yeniden açılarak sorumluların gerekli cezayı almasının sağlanmasını istedi. (Erkan BAYATLI)

Editör: TE Bilisim