Salgın nedeniyle zor zamanlar yaşayan Türkiye’de ekonomik tablonun emekçiler için daha da ağırlaştığını, gelir dağılımındaki eşitsizliğin daha da derinleştiğini kaydeden Yaşar, “Sosyal güvenceden yoksun ve günlük ücretlerle çalışanlara, hizmet sektöründe emek verenlere, 65 yaş üstü olduğu halde evini geçindirmek için çalışmak zorunda olanlara, küçük esnafa, işsize merhem olacak bir paket açıklamayan hükümet, sermaye yanlısı politikalarıyla emekçilerin haklarını daha da budamıştır. Salgını bile işverenler açısından fırsata çeviren iktidar, ‘ücretsiz izin’ dayatmasıyla işçileri 1168 TL ile yaşamaya mahkûm etmek istemektedir” ifadelerini kullandı.

Yüz binlerce emekçinin hayatını devam ettirebilmek adına salgın tehlikesine rağmen sağlıksız koşullarda çalışmaya mecbur bırakıldığını bildiren Yaşar, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Milyonlarca insan işsiz ve yoksul kalma riskiyle karşı karşıyayken, doğalgaz, elektrik, su gibi KDV’li yüksek faturalar halkın sırtına bindirilmeye, bankalar tüketici kredilerinden ve kredi kartlarından faiz almaya devam etmektedir.

Bütün emekçiler temel hakları ve ekonomik talepleri için birleştiğinde, daha adil ve özgür bir dünyanın kurulacağını, emeğimizi sömürenlerin ise “bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gideceklerini” ve “bu güzelim memlekette hürriyetin en şanlı elbisesiyle elini kolunu sallaya sallaya dolaşacağını” biliyoruz.

Birliğimizi, dayanışmamızı ve mücadelemizi göstermek için bu yıl iş yerlerimizin ve evlerimizin balkonlarını, pencerelerini taleplerimizi gösteren afişler ve pankartlarla donatalım, 1 Mayıs marşını hep bir ağızdan söyleyelim. Salgın koşullarına rağmen balkonlardan birbirimizle kuracağımız gönül köprüsüyle, bu düzenin böyle gitmeyeceğini haykıralım.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim