Kuruluşun 12. yılının coşkusunun yaşandığı bu günlerde ülke ve dünyanın Koronavirüsü nedeniyle zor günler yaşadığına dikkat çeken Yaşar, özellikle içerisinden geçilen bu zor süreçte tüm kamu emekçilerinin ve işçilerinin ortak kaygılarının arttığını dile getirdi.

Ülkede çok ciddi bir sağlık sorununa dönüşme riski taşıyan korona virüsün; eğitimi, sağlığı, ulaşımı, enerjiyi, tarımı, hayvancılığı, orman alanlarını, fabrikaları, kültürü, büro alanlarını, yerel yönetimleri ve toplumsal yaşamı olumsuz etkilediğine dikkat çeken İlhan Yaşar, “Koronavirüs, ekonomik ve sosyal anlamda bir kriz durumu oluşturmuştur. Salgın sebebiyle ve yaşanan kriz ortamında işçiler, emekçiler ve kamu çalışanları zor durumlar yaşamıştır. Bu süreçte AKP iktidarı, emekçileri kendi başının çaresine bak vicdansızlığına terk etmiştir. İktidar, salgınla mücadelede emekçilere “Sokağa çıkmayın, evde kalın” ve “Herkes kendi OHAL’ini ilan etsin” tavsiyesinde bulunmuştur. İktidar; yaşlıya kolonya, yoksula dua, patronlara para, sermaye rant dağıtma anlayışıyla hareket etmiştir” dedi.

AKP iktidarının; emekçilerin, evlerinden çıkmadıkları takdirde kiradan elektriğe doğalgazdan gıdaya ne şekilde yaşamlarını sürdürebilecekleri konusunda bir çalışma yapmadığını ifade eden Yaşar, yüz binlerce işçi ve emekçinin alınmayan önlemler nedeniyle sağlıksız koşullarda ve salgın tehlikesine rağmen iş yerlerine gitmeye mecbur bırakıldığını söyledi.

Ekonomik kriz ve salgın nedeniyle milyonlarca emekçinin, patronların karının azalması nedeniyle işini kaybetme durumuyla karşılaştığını belirten İlhan Yaşar, bugün işini kaybedecek olan ya da işyerleri kapandığı için gelir elde edemeyen milyonlarca emekçinin kaygılandığını ifade etti.

İktidarın ülkeyi ağır bir ekonomik krize sürüklediğini vurgulayan Yaşar, “Bu ortamda emekçiler iş bulamamakta, ekonomik sıkıntılar yaşamakta, evine ekmek götürememesinin çaresizliği nedeniyle intihar etmektedir. Salgın nedeniyle bu koşullar ağırlaşmaya başlamıştır.

En temel insani ekonomik ve sosyal haklarımız olan tüm kamusal alanların gelişigüzel özelleştirilmiş olması bugün yaşanan koronavirüsü krizinin etkilerinin olması gerekenin çok ötesinde olmasına yol açmıştır.

Ekonomik kriz ve karşı karşıya kaldığımız koronavirüsü nedeniyle en fazla etkilenenler emekçiler ve yoksullar olmuştur.

Kamu emekçilerini bu zor ve umutsuz durumdan çıkaracak en önemli güç, örgütlü mücadeledir, sendikal mücadeledir. Kuruluş coşkusu vesileyle öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin; demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu hatırlatıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm yurttaşlarının her türlü temel ihtiyacının devlet tarafından giderileceğini, çalışamayan ya da işten çıkarılan emekçilerin güvencede olduğunu göstermesi gerektiğini belirtiyoruz.

Birleşik Kamu-İş’in amaç ve görevleri sadece tüzüğüne yazmakla kalmamış, attığı her adımda, yaptığı her etkinlikte bunu kanıtlamıştır.

Birleşik Kamu-İş, ülkemizin emperyalizme karşı verdiği özgürlük ve bağımsızlık mücadelesiyle, evrensel anlamda emek sınıfının sermayeye karşı verdiği mücadeleyi birlikte yapmaktadır.

Birleşik Kamu-İş daima onurlu, ilkeli, belirli hedefler doğrultusunda hareket eden bir yön çizmiştir. Bunu varlık sebebine, Atatürk ilke ve devrimlerine, antiemperyalist duruşa, ulusal birlik ve beraberliğe, üniter yapıya, Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkarak yapmıştır.

Birleşik Kamu-İş; Büyük Devrimci Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, modern ve çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kazanımlarına, değerlerine ve devrimlerine sahip çıkma mücadelesi ile emek mücadelesini ve sendikal mücadeleyi birlikte yapmaktadır, yapmaya devam edecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in 12. Kuruluş Yıldönümünü kutluyoruz” dedi. (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim