“Ülkemizde anne çocuk sağlığından, kız çocuklarının okullaşmasına, kadına yönelik şiddetle mücadeleden iş hayatında ayrımcılığı önlemeye yönelik düzenlemelere, kadına yönelik pozitif ayrımcılık ilkesinin anayasa ile güvence altına alınmasından, kadının en temel haklarını kullanmasında önünü tıkayan özel kamu alanı ayrımının sonlandırılmasına kadar pek çok düzenlenme yürürlüğe konmuştur” diyen Özdağ, “Kadın mücadelelerinde ciddi mesafe kat edilmiştir. Çalışmalarımızda şu husus son derece önemlidir. Kadın olmak, sadece kadın meseleleriyle ilgilenmek demek değildir. Kadın, hassasiyeti ve duyarlılığı ile toplumsal tüm konularla yakından ilgilenir. Nitekim bu düşünce temelinde varlığımızı göstermekteyiz. Kadının sosyal ve ekonomik hayatta önemli bir yeri olduğunu gösteren, dünyanın ilk kadın teşkilatı olan Bacıyan-ı Rum’u kuran Fatma Bacı gibi kıymetli kadınlarımızı örnek alarak, yol almaktayız” ifadelerine yer verdi.

8 Mart’ın kadın meselelerini ele almak kadar, ülke meselelerini değerlendirmek olduğunun altını çizen Özdağ, “Kadını ne ekonomiden ne sosyal hayattan, ne dış politikadan, ne eğitimden ne de sağlık politikalarından ayrı düşünemeyiz. Kadınlar olarak bizi ve çocuklarımızın yaşamlarını etkileyecek süreçlere kayıtsız kalamayız. Bizler bu topraklar için, devletin bekası, çocuklarımızın aşı için kanını canını ortaya koymaktan çekinmeyen Anadolu kadınının evlatlarıyız. Ezelden beri koca bir mirasın taşıyıcısı olan kadınlardır. Bu bilinçle çocuklarımıza güzel bir geleceği, daha güçlü bir ülkeyi miras bırakmak en büyük temennimizdir” şeklinde konuştu. (Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim