Ülkemizin, barışa, hoşgörüye, birlik-beraberliğe, sevgi ve kardeşliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Alışılagelmiş, “beylik” bir cümle bu kuşkusuz.
Ama bu kez, gerçekten, ama gerçekten dayanışma ve birbirimize kenetlenme ihtiyacımız “her zamankinden daha fazla”…
Güneydoğu bölgemizde adı konulmamış bir “savaş” devam ediyor. Ülkemizin hangi noktasında, ne zaman bir canlı bombanın patlayacağı ve onlarca insanımızın canını alacağı hiç belli değil.
Bir yanda “bölücü”, diğer yanda “cihatçı” terör, Türkiye Cumhuriyeti’ne boyun eğdirmeye çalışıyor.
Topraklarımızda üç milyon mülteci var ve dünyanın bütün istihbarat örgütlerinin ajanları ortalıkta cirit atıyor.
Dış politikamız da, iç güvenlik politikamız da, esen rüzgâra göre savrulabiliyor.
Bölücü teröre karşı kararlılıkla sürdürülen mücadelenin, elbette ki hepimiz arkasındayız.
Ama, halkı ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı politikalardan vazgeçilmesini beklemek de hepimizin hakkı.
Marjinal unsurlar dışında, bu halk, milliyetçisi, muhafazakârı, liberali, sosyal demokratıyla, ülkenin birliği ve bütünlüğü, bağımsızlığı, demokratik yapısı noktasında birbirinden farklı düşünmüyor.
Öyleyse, birlik-beraberlik-kardeşlik duygularının öne çıkarılması, asgari müştereklerde buluşulması ve topyekûn bir ulusal bilincin, direncin ortaya konulması zor olmamalı.
Yinelemek gerekirse, buna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Bu birliktelik için “engel” var mı peki?
Akılla, izanla hareket ettiğimiz sürece “yok”!
Başarabiliriz.
Ama, hepimiz buna inanmak kaydıyla…
*
ERDOĞAN’IN HİMAYESİ ALTINDA BARIŞ ÇALIŞTAYI
Çorum’un birlik ve beraberliği konusunda ne kadar hassasiyet gösterdiğimizi de okurlarımız çok iyi biliyorlar.
Bunu hem kendi aramızda başarabiliriz, hem de, insanlık tarihinin ilk yazılı barış antlaşması Kadeş’ten yola çıkarak “barış kenti”, Hitit uygarlığından ve zengin halk kültürü birikiminden yola çıkarak da “kültür kenti” unvanını, “dünyanın merkezi” Çorum’un adına yazdırabiliriz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla ve bizzat himayesi altında düzenlenecek “Barış Çalıştayı”nı bu bakımdan “harika” bir fırsat olarak görüyor ve Çorum adına gerçekten büyük heyecan duyuyorum.
*
BELEDİYE’NİN PERFORMANSI
Diğer yandan, Belediye’nin uygulamaya koyduğu meydan ve park projelerini, milletvekillerinin yakından takip ettikleri “Güzel Sanatlar Merkezi” projesini, “kültür kenti” deyiminin altını dolduracak eserler olarak umutla bekliyoruz.
Ayrıca, Başkan Külcü’nün, geçen haftaki iftar konuşmasında, “Bu şehre hizmet eden herkes başımızın tacıdır” ana teması çerçevesinde sunduğu yeni kent vizyonunu, başlı başına umut verici ve takdire şayan bulduğumu, burada bir kez daha yinelemek istiyorum.
*
HAVAALANI ŞİMDİ ÇORUM’A DAHA YAKIN
Çorum’un temel sorunlarına ve beklentilerine ilişkin farklı yaklaşımların da, son zamanlarda halkın genel eğilimleri ile paralellik kazanmaya başladığını memnuniyetle gözlemledik.
Çorum Havaalanı’nı buna ilk örnek olarak zikredebiliriz.
Çorum’un “havaalanı” hakkını, bundan böyle hep birlikte savunacağız; mücadeleyi hep birlikte vereceğiz.
Bunun işaretlerini aldık.
*
AHLATCI YÜZÜMÜZÜ AĞARTIYOR
Çorum’un geleceğini kurgulamaya çalışırken, Ahmet Ahlatcı faktörünü dikkate almadan asla olmaz.
Ekonominin şu durağan döneminde, Ahlatcı Grubu Çorum’a dev yatırımlarına devam ediyor.
Bölgenin en büyük alışveriş ve yaşam merkezi “AHL Park” Çorum’un sosyal yaşam alışkanlıklarını değiştirecek.
Altın rafinerisi, Çorum’a “altın”la birlikte anılan bir kent kimliği kazandıracak.
Gerekli kaynağı temin ettiği halde, teknik bazı pürüzler yüzünden son anda elinden kaçırdığı Milli Piyango’nun ihalesinde, Grubu yine iddialı biçimde platformda göreceğiz.
Özetle Ahlatcı, özel sektörün lokomotifi olarak Çorum’un büyümesinde, gelişmesinde, “barış ve kültür kenti” unvanını kazanmasında, çok önemli taşıyıcı kolonlardan biri konumunda.
Gururumuz katlanarak büyüyor.
*
KENT İÇİ ULAŞIM
Ramazan boyunca, gerek iftara doğru, gerekse iftar sonrası Çorum trafiğinin nasıl kilitlendiğini herkes gözleriyle gördü.
Tıkanıklık yıldan yıla daha da artıyor.
Elbette Başkan Külcü de “kent içi trafik” konusunda kafa yoruyor, olabilirlikleri değerlendiriyor, ama son görüntülerin ışığında, soruna “bilimsel” bir yaklaşım gerektiği de bir gerçek.
Bize göre, Çorum’un trafik sorunu bilim insanlarıyla, uzmanlarla masaya yatırılmalı, kısa, orta ve uzun vadede yapılabilecekler belirlenmeli.
Külcü, kentin yakın geleceğine olduğu gibi, 50 yıl sonrasına da damgasını vurmalı.
Giderek içinden çıkılmaz hale gelen trafik, gerçekten S.O.S. veriyor.
*
YENİ BİR ÇORUM
Özetle, yeni bir Çorum için, büyük ve güçlü, sanayi, ticaret, turizm, eğitim, sağlık, kültür ve sanat kenti için, “barış kenti” için elbirliği, gönül birliği ile yola koyulma zamanı.
Çocuklarımıza, torunlarımıza karşı sorumluluklarımız var zira.
Ramazan Bayramı, insanlığa, ülkemize ve ilimize iyilikler, güzellikler, esenlikler getirsin.
Her şey gönlünüzce olsun.
Bayramınız kutlu olsun.