El ayak ağız hastalığının virüslerin etken olduğu çocukluk çağında sık görülen bulaşıcı bir hastalık olduğunu anlatan Karagöz, bu hastalıkta özellikle çocukların risk altında olduğunu dile getirdi. Teşhisin klinik bulgular değerlendirilerek ortaya konduğunu belirten Karagöz, hemen hemen tüm hastaların uzun dönem komplikasyon geliştirmeden iyileştiğini, salgınların genellikle yaz ve sonbahar dönemlerinde ılıman iklimlerde gözlendiğini söyledi.

Öncelikle yüksek ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, boğaz ağrısı, halsizlik gelişir sonrasında ağız, el ve ayakta ağrılı veziküler döküntüler gözlendiğini anlatan Abdurrahman Karagöz, “Bulgular hasta kişi ile temastan 3 ya da 7 gün sonra gözlenir. Herkeste semptolar aynı sıklık ve çeşitlikte gözlenmez. Klasik ağrılı veziküler döküntüler ateşten 1 ya da 2 gün sonra gözlenir, bastırıldığında yada dokunulduğunda hafif ağrılı ve hassastırlar.

El ayak ağız hastalığı bulaşıcı olduğundan tanı konan hasta ile temastan kaçınılmalıdır. Öksürük ve burun akıntısı sonrası damlacık yolu ile kontamine olmuş materyale temas edip sonrasında ağız ve buruna temas yolu ile bulaşır. Enfeksiyondan korunmada en önemli aşama iyi el hijyenidir, uygun düzeyde klorlanmamış yüzme havuzlarından, kirli sulardan, kalabalık yerlerde bulaş kolaylaşır.

Her yıl belirli dönemlerde el ayak ağız hastalığına yakalanan vakalar gözlenmektedir. Özellikle ılıman iklime sahip bölgelerde salgınlar söz konusudur. Yaz döneminde bu bölgelere seyahat sonrasında ilimizde vaka sayılarında artış olmakla birlikte özellikle bu yıl için hastane kayıtlarımız incelendiğinde bir önceki yıla nazaran belirgin bir artış olmamış ve istatiksel olarak anlamlı bir sonuca ulaşılamamıştır. Diğer bölgelerdeki çocuk infeksiyon kliniklerinin epidemiyolojik çalışmaları devam etmekle birlikte özellikle Akdeniz bölgesinde anlamlı artışlar olduğu söylenmektedir. Ancak şu an için objektif bir çalışma söz konusu değildir. İlimizde Hasta sayılarında el ayak ağız hastalığının mevsimsel dağılımına istinaden her yıl belirli dönemde artışlar olmakla birlikte selim huylu bir viral hastalık olması ve uzun dönem komplikasyonlarının nadir olması sebebiyle halk sağlığını tehdit edecek bir durum söz konusu değildir” dedi.

(Erkan BAYATLI)

Editör: TE Bilisim