Türkiye Kamu-Sen’e bağlı memurlar ek zam, refah payı, 3600 ek gösterge, vergi dilimleri ve sözleşmelilere kadro taleplerini dile getirmek için 81 ilde eylem yaptı. 
Çorum’da Saat Kulesi PTT önünde bir araya gelen memurlar, ellerinde ‘Gelir dağılımında adalet sağlanmalı, vergide adalet istiyoruz, memur zam bekliyor, enflasyon beklemiyor’ yazılı dövizlerle hükümete çağrıda bulundu. 
Basın açıklamasını Türkiye Kamu-Sen Çorum İl Başkanı Selim Aydın okudu. 
Son dönemde yaşanan ekonomik gelişmelerin memur ve emeklileri ekonomik sıkıntıya soktuğunu dile getiren Aydın, “Geçen sene bu günlerde 1 dolar 7,90 TL idi bugün 14,3 lira; artış %81. Geçen sene bugünlerde çeyrek altın 724 lira idi bugün 1320 lira; artış %82. Geçen sene bugünlerde 4 kişilik ailenin aylık zorunlu harcaması 7.770 lira idi bugün 9642 lira; artış %24. Bir sene içinde ortalama memur maaşı 567 dolardan 365 dolara geriledi. Erime %35,6. Geçen sene memur maaşıyla 6,2 çeyrek altın alınabilirken bugün ancak 3,9 çeyrek altın alınabiliyor. Erime %37. Enflasyon resmi rakamlara göre bile %21,31 ama memur maaşına yapılan zam enflasyon farkı da dahil %16,4. Erime %4,91. Neresinden tutsak elimizde kalıyor; neresinden baksak maaşlar kuşa dönmüş durumda. Son 10 yıldır memur maaşları enflasyonun bile altında kalıyor ve sürekli eriyor. Bu durum küresel salgınla birlikte sürdürülemez bir hal aldı” dedi.

“MEMURLAR EN TEMEL İHTİYAÇLARINI BİLE KARŞILAYAMIYOR”
Memurların ve emeklilerin, yoksulluk sınırının altında, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumda olduğunu vurgulayan Aydın, şu ifadelere yer verdi: “Toplu sözleşme görüşmeleri de etkisiz sendikalar ve malum konfederasyon yüzünden yaralara çare üretmekten uzak kalmaktadır. Daha 3 ay öce, önümüzdeki yıl için %5+7 gibi komik bir rakama davul zurnayla imza atanlar, bugün yüzleri bile kızarmadan toplu sözleşmenin yenilenmesinden söz ediyor. Biz, o zaman da söyledik. “Bu artış ekonomik gerçeklerle bağdaşmıyor. Seyyanen zam içermeyen, refah payı getirmeyen bir zam, en iyi ihtimalle sıfır zamdır. Gelin bu metne imza atmayın.” diye çağrıda bulunduk.  O zaman, memurun idam fermanını imzalayanlar, şimdi çıkmış timsah gözyaşı döküyorlar. Bakın yalnızca 1 yıl içinde memurun zorunlu giderlere karşı alım gücü aylık tam 1.087 lira eridi. Bu erime memurun alacak hanesinde dururken, %35-40’lara dayanan gerçek enflasyon karşısında memura ve emekli, %5+7 zam ile 2022 yılını tamamlayamaz. Aylık enflasyon rakamları resmi olarak bile %3-4’lere dayanmışken, verilecek %5 artış bir aylık enflasyonu bile karşılamıyor. Zaten ocak ayında alınacak %5 zam, mart ayı itibarı ile vergi dilimindeki artışa gidecek. Yani bu şartlar altında 2022’de memura gerçek anlamda hiç zam yapılmayacak, maaşlar mum gibi erimeye devam edecektir.  Hal böyle olunca memur ve emeklilerimizin alım gücü yıldan yıla azalmakta, aile bütçesindeki açık her gün biraz daha büyümektedir. Enflasyon farkı da alım gücünde bir telafi içermiyor; aksine geç kalmış bir mahsuplaşma ile memur maaşlarına reel anlamda sıfır zam yapıldığının tescili olmaktan öteye gitmiyor.  Ama her ne hikmetse kamuoyunda sanki memurların bir eli yağda bir baldaymış gibi afaki maaş rakamları dolaşmaktadır. Halbuki kamuoyundaki rakamlarla memurlarımızın eline geçen rakamlar arasında dağlar kadar fark vardır.”
“GÖSTERMELİK ZAMLARDAN BIKTIK”
Dolar, avro ve altının artık takip edemediklerini, raflardaki ürün fiyatlarının sürekli arttığını dile getiren Aydın, “Durum böyleyken memurlarımız göstermelik zamlardan bıkmış durumdadır. Maaş artışı, alım gücünü yükseltmiyorsa, buna zam denemez. Verdiğiniz zam, enflasyonun altındaysa buna zam denemez. Biz alım gücünü yükseltecek, ekonomideki büyümeden çalışana pay verecek gerçek bir zam istiyoruz. Herkes vergide adaletin sağlanmasını bekliyor. Memurlarımız 3600 ek gösterge bekliyor. Emekli yüzünün gülmesini bekliyor. Yardımcı hizmetliler genel idari hizmetler sınıfına geçmeyi bekliyor. Yoksulluk sınırının üzerinde bir maaş talep ediyor. Sözleşmeliler kadro bekliyor ama enflasyon beklemiyor. Meseleleri halının altına süpürünce sorunlar çözülmüş olmuyor. Suya yazılan vaatlerle karın doymuyor. Cep delik, cepken delik, boş tencere kaynamıyor.  Toplu sözleşmenin nasıl bir facia olduğunu şimdi herkes yaşayarak anladı” ifadesini kullandı. (Nurdan AKBAŞ)
 

Editör: TE Bilisim