EBA kullanımı için gerekli donanıma pek çok yoksul öğrencinin sahip olmadığını ifade eden Kundukan, bu öğrencilerin gereksinimlerinin karşılanmasını istedi. Kundukan, “MEB, çalışanlarına ücretlerini ödemeyerek tasarruf etme düşüncesinden vazgeçmelidir” ifadesini kullandı.

Kundukan’ın konuyla ilgili açıklaması şu şekilde:

“Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs (covid 19) salgını her gün açıklanan sayılara bakıldığında etkisini hem dünyada hem de ülkemizde sürdürmeye devam etmektedir.

İçerisinden geçtiğimiz bu kötü günlerden tüm yurttaşlarımızın en az yarayla çıkabilmesi adına gördüğümüz eksikleri sürekli olarak kamuoyu ile paylaşmayı ve alınması gereken tedbirlerin daha hızlı ve etkili şekilde alınabilmesi için üzerimize düşen sorumluluğu eksiksiz yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede sağlık çalışanlarının sağlığı, yeterli test yapılması, bilginin şeffaf paylaşımı, çalışanlara ücretli izin verilmesi, borçların ertelenmesi, işten çıkarmaların yasaklanması ve kamu kaynaklarının mağdur olan sosyal kesimler için kullanılması gibi temel taleplerimizi bir kez daha paylaşıyoruz.

Bilindiği üzere 23 Mart 2020 tarihinde başlayan uzaktan eğitim EBA TV aracılığıyla yayınlanan ders çekimlerinin içerik, kapsam, teknik alt yapı, ders hızı gibi pek çok açıdan eğitim bilimi ve çocuk gelişimi açısından tartışmalı olduğunu gördük. Milli Eğitim Bakanının “kabul edemiyorum” şeklinde ifade ettiği bir takım yaklaşımların siyasal ve ideolojik çerçevede fütursuzca devam ettiğine şahitlik ettik.

“EKSİKLİKLER GÖRÜLMELİ TEDBİRLER ALINMALIDIR”

EBA kullanımı için gerekli donanıma pek çok yoksul öğrenci sahip değildir. Bu çerçevede MEB yoksul öğrencileri ve bu öğrencilerin gereksiniminin karşılaması için gerekli çalışmaları yapmalıdır. Özel eğitim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerinin durumu kurum kurucusu veya kurucu temsilcilerine bırakılmamalı MEB bu konuda eğitim emekçilerini koruyan bir tutum sergilemelidir.

MEB 28 Mart tarihinde bir yazı yayınlayarak rutin müfredat kapsamında yürütülmekte olan ders görevleri dışında destekleme ve yetiştirme kursları, ilkokullarda yetiştirme programları, destek eğitimi odası uygulamaları, öğrenci sosyal ve kişilik hizmetleri, planlama ve bakım-onarım görevleri, işletmelerde meslek eğitimi, belleticilik görevi, ders dışı eğitim çalışmaları, kurul ve komisyon görevleri gibi birçok uygulamayı bir sonraki eğitim öğretim yılının başlangıcı olan 1 Eylül 2020 tarihine kadar durdurmuştur. Bu yazı ile MEB aslında bu yıl öğrencilerimizin yaşayacağı eğitim ve öğretimine ilişkin eksiklikleri gidermek, telafi etmek gibi bir düşüncesinin olmadığını göstermiştir. Bu yaklaşıma neden olan tek düşünce ücretli öğretmenlere ders ücretlerinin ödenmeyerek onların açlığa ve çaresizliğe itilmesi sürecinin, başta meslek lisesi öğretmenleri ve diğer tüm öğretmenlere genişletilmesinden başka bir şey değildir. MEB çalışanlarına ücretlerini ödemeyerek tasarruf etme düşüncesinden vazgeçmelidir.

“KEYFİ UYGULAMALARDAN VAZGEÇİLMELİ,

YASAL MEVZUAT İŞLETİLMELİDİR”

Yaşadığımız olağanüstü koşullar kurum yöneticilerinin keyfi uygulamalar getirmelerinin bir aracı değildir. Esnek çalışma yöntemleri ile kuralsız çalışma meşru hale getirilemez. Ülkemiz bir hukuk devletidir. Konulan kurallar anayasa, yasa, yönetmeliklerle düzenlenmiştir. Bu çerçevede kurum yöneticilerinin kraldan çok kralcı yaklaşımlarla mevzuata aykırı işlemler tesis etmesi toplumsal huzuru bozacak bir mahiyete taşınmamalıdır.

Özellikle izin kullanmak isteyen kamu personeli veya iznini tamamlayarak görevine dönmek isteyen personelin durumu var olan mevzuat hükümlerine göre değerlendirilmeli keyfiyetten vazgeçilmelidir.

Öğretmenlere görevi ve mesleki becerisi dışındaki görevler her ne isim altında olursa olsun dayatılmamalı, bu yöndeki uygulamalardan vazgeçilmelidir. Çorum Eğitimsen Şubesi olarak içerisinden geçmekte olduğumuz bu zor günlerde üyelerimizin ve milletimizin yanında olduğumuz bilinmelidir.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim