Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen, Eğitim-İş ve Özgür Eğitim-Sen’in sendika başkan ve yöneticilerinin de destek verdiği basın açıklamasını Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selim Aydın okudu.

Hemen her gün eğitim çalışanlarına yönelik şiddet haberleri ile sarsıldıklarını belirten Aydın, “Neredeyse gün geçmiyor ki, öğrenci ya da veli tarafından sözlü ya da fiziki şiddete maruz kalan bir öğretmen haberiyle karşılaşmayalım.

Öğretmenlerimizin motivasyonuna, itibarına, sıhhatine ve hatta canına kast eden şiddet vakaları, artık eğitim hayatımızın en hayati problemlerinden birisi haline gelmiştir.

Bu acı haberlerin sonuncusu da 23 Nisan Ortaokulu’nda yaşandı. Okulumuz Müdürü Cenap Tozlu ve Müdür Yardımcısı Zafer Güven bir veli tarafından şiddete maruz kaldı.

Şiddeti nefretle kınıyor, reddediyor, telin ediyoruz. Öğretmene şiddet konusunda bütün eğitim çalışanlarının yek vücut şekilde dimdik ayakta olduğunu tüm Türkiye kamuoyuna ilan ediyoruz” dedi.

“ÖĞRETMENİN İTİBARI VE ONURU KORUNMALIDIR”

Şiddetle ilgili yasaların biran önce düzenlenmesi gerektiğini kaydeden Aydın, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Performans değerlendirme taslağı geri çekilmelidir. Alo 147 hattı kapatılmalıdır. Disiplin yönetmeliği caydırıcı hale getirilmelidir. Tüm okullara kadrolu güvenlikçi verilmelidir. Öğretmen eğitim sistemin öznesi haline getirilmelidir. Öğretmenin itibarı ve onuru korunmalıdır. Öğretmen, öğrenci ve veli karşı karşıya getirilmemelidir.

“ARTIK SABIRLAR TÜKENDİ”

Özelde öğretmene, genelde kamu çalışanlarına yönelik şiddet vakalarını önleyebilmek için bahsi geçen mevzuat düzenlemeleri için hemen, hiç vakit geçirmeden, derhal harekete geçilmelidir.

Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlere performans değerlendirme sistemi getiriyor. Yanlışlıklar silsilesini barındıran bu uygulama, öğretmenlerin öğrenci ve veli gözünde değerini azaltacak, öğretmenlere yönelik psikolojik şiddetin aracı haline gelecek, öğretmenlerin itibarının tamamen yok olmasına yol açacaktır. Öğretmen not verendir, not verilen değildir. Şayet roller değişirse, not veren öğrenci, değerlendirilen öğretmen olursa, öğrencilerde bunu dalga geçme aracı olarak görecektir.

Şu hususun da dikkatlerden kaçırılmamasını özellikle belirtiyoruz: Biz öğretmenler, öğrencilerimiz için varız. En büyük sevinç ve gurur kaynağımız, öğrencilerimizin başarı ve mutluluğudur. Okullarımızda yaşanan münferit hadiseler üzerinden öğrencilerimize karşı duyduğumuz sevgi ve sahiplenme hissiyatımızdan kimse şüphe etmesin.

“ÖĞRETMENE SAHİP ÇIKMAK, GELECEĞE SAHİP ÇIKMAKTIR”

Buradan ailelere de çağrıda bulunuyoruz: Çocuklarınız, çocuklarımızdır. Onları daha güzel bir geleceğe hazırlamak için en az sizler kadar istekli olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Takdir edersiniz ki, eğitim, okul, aile ve çevre ile bütün olarak yürütülen bir süreçtir. Sizden tek arzumuz; öğrencilerimizle aramızda oluşturduğumuz sevgi ve saygıya dayalı beraberliğimize katkı sağlamanızdır.

Şiddete maruz kalmış meslektaşlarımıza geçmiş olsun diyor, öğretmene şiddeti lanetlediğimizi kararlılıkla ifade ediyor ve bir daha benzeri hadiselerle kamuoyuna gündemine gelmemeyi diliyoruz. Unutmayalım; öğretmen sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır.”

(Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim