Sınav tarihlerinin, öğrencilerin üstün yararı ve aynı zamanda da öğrenciler, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığının gözetilerek planlanması gerektiğini belirten Beyaz, “Ancak, siyasi iktidarın öncelikleri ile eğitimcilerin, öğrencilerin ve velilerin önceliklerinin aynı olmadığı görülmektedir. Sınavların Haziran ayı içerisinde yapılması kararının alınması, siyasi iktidarın insan ekonomik öncelikleri insan sağlığına tercih ettiğini bir kez daha göstermiştir. Bu kararın, yaşanan ekonomik krizin etkilerinin emekçiler açısından hafifletilmesine katkısının olmayacağının bilinmesi gerekir” dedi.

Krizle ilgili gerçekçi adımlar atmak yerine, kısa vadede turizm gelirlerinin artması için sınavları öne almanın siyasi iktidarın tercihlerini bir kez daha ortaya koyduğunu kaydeden Beyaz, açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Yapılan tercih ve alınan karar öğrencilerimizin eğitim hakkı ve geleceğinden yana değildir. Yapılan tercih öğrencilerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığından yana değildir. Yapılan tercih uzaktan eğitime erişimi olmayan yoksul öğrencilerden yana değildir. Yapılan tercih sınav kaygısı yaşayan öğrencilerimizden yana değildir. Yapılan tercih eğitim aracılığıyla yaşamını belirlemeye çalışan öğrencilerimizden yana değildir. Yapılan tercih çocukların iyi bir geleceği olması için çırpınan velilerimizden yana değildir.

YKS’nin yeniden Haziran ayına alınmasına dönük tepkilerden sonra YÖK tarafından yapılan açıklama ile TYT süresi uzatılmış, yerleştirmeye esas baraj puanı 180’den 170’e düşürülmüş ve 12. sınıfın ikinci dönem konuları sınav kapsamından çıkarılmıştır. Son anda yapılan bu değişikliklerin kamuoyunda oluşan tepkinin azaltılması amacıyla yapıldığı görülmektedir. Bu değişikliklerin sonuçları etkilemeyeceği de bilinmelidir. Yine LGS’de ilk defa her öğrencinin kendi okulunda sınava gireceği sanki büyük bir yenilik gibi kamuoyuna sunulmaya çalışıldı. Ancak, MEB yetkililerine bunun daha öncede uygulandığının hatırlatılması gerekmektedir. Öğrencilerin ve eğitimcilerin taleplerini, sağlıklarını, kaygılarını dikkate almadan karar alınmasının kabul edilebilir bir tarafı yoktur.

Eğitim Sen olarak, uzun vadede standartlaşmış merkezi sınavların kaldırılmasını, kısa vadede de MEB ve YÖK’ün alınan kararları gözden geçirmesini ve yaşadığımız dönemin gerçekliğine uygun şekilde yeniden bir planlama yapması gerektiğini düşünmekteyiz. Öğrencilerimizin geleceğini belirleyecek bu sınavların, salgın tehdidinin tamamen ortadan kalktığı bilim insanları tarafından açıklanana dek yapılmaması gerekmektedir. Öğrencilerimizin eğitim hakkı için verilecek mücadele aynı zamanda ortak geleceğimiz içindir. Geleceğimize sahip çıkmayı sürdüreceğiz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim