Tavsiye kararlarının alındığı tarihin yıldönümlerinin de Eğitim Enternasyonali'nin kararı ile 1994'ten bu yana tüm dünyada ve Türkiye’de 5 Ekim “Dünya Öğretmenler Günü” olarak kutlandığını belirten Yaşar, tavsiye kararlarının, Türkiye tarafından da kabul edilen ve altına imza atılan bir belge olmasına karşın, Türkiye’de öğretmenlerin hak ettiği ilgi ve değeri görmediğini kaydetti.

Bugün muhalif ve örgütlü öğretmenin devletin gözünde sakıncalı görüldüğünü belirten İlhan Yaşar, “Öğretmenin mesleki ve demokratik haklarını savunacağı örgütlenme hakkı engellenmekte; kendisini daha da yetiştirecek ve toplumda saygınlığını sürdürecek maddi olanaklardan yoksun bırakılmaktadır. Eğitimi bilimsel ve laik özünden kopartıp özelleştirmeye çalışan siyasi kadrolar, eğitimi çökertirken öğretmeni de ezmektedir.

Öğretmenlerin toplumsal statüleri, ekonomik, sosyal ve özlük hakları, AKP iktidarı döneminde ciddi şekilde gerilemiştir. Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, 4+4+4 gerici eğitim yasasıyla Öğretim Birliği’ne vurulan darbe, okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama gayreti, eğitimin dini referanslara göre şekillendirilmek istenmesi, ihraçlar ve açığa almalar, sürgünler, sözleşmeli ve güvencesiz istihdam uygulamalarıyla öğretmenlerin yaşadığı sorunlar daha da derinleştirmiştir.

15 Temmuz öncesinde 120 bin civarında olan MEB’deki öğretmen açığı, 15 Temmuz darbesinden sonra ilan edilen OHAL ve KHK’lerle açığa almalar ve ihraçlar sonucunda iki katına çıkmıştır.

Kadrolu öğretmen atamasından vazgeçerek “doğrudan torpil” anlamına gelen mülakata dayalı sözleşmeli öğretmen sistemini getiren Bakanlık, bu eğitim-öğretim yılında öğretmen açığını ücretli öğretmenlik ile kapatmaya çalışmaktadır.

Hemen her ilde ilçe milli eğitim müdürlükleri internet sayfasından öğretmen açığını kapatmak için ücretli öğretmen aradıklarına ilişkin duyurular yayımlamıştır.

Yaklaşık 450 bin ataması yapılmayan öğretmen varken ücretli öğretmenlik gibi geçici çözümlerle okullardaki öğretmen açığının kapatılması mümkün değildir.

Eğitim-İş olarak;

Öğretmenlerin sosyo-ekonomik statülerini yükseltecek önlemler alınmasını, eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesini, gerici, ırkçı ve bölücü kadrolaşmanın önlenmesini, eğitim yöneticiliği için nesnel ölçütlerin geçerli kılınmasını, iş güvencesinden yoksun sözleşmeli ve ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesini, eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının gerçekçi bir biçimde belirlenerek, yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini, ülkemizin koşulları göz önünde bulundurularak, yeni bir öğretmen yetiştirme sistemi geliştirilmesini, eğitim çalışanları ve tüm kamu çalışanlarının örgütlenme haklarının önündeki bütün engellerin kaldırılıp, grevli toplu sözleşme hakkının tanınmasını istiyor; yaşadığımız bütün sorunlara rağmen bütün öğretmenlerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü kutluyoruz” dedi.

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim