Fethullahçı Terör Örgütü’nün milli ve yerel olmadığını, Her ne kadar milli ve yerel kabul edilse de kökleri bu topraklarda varsayılsa da aslında FETÖ denilen örgütün özellikle 1990 yıllarından itibaren küresel güç odaklarının güdümüne girdiğine dikkat çeken Prof. Dr. Hilmi Demir, örgütün dünyanın bir çok yerinde kurmuş oldukları okulla bu küresel işbirlikçilerinin ister istemez kılıcını sallamaya başladığına vurgu yaptı.
Herhangi bir dini cemaat veya örgüt ekmeğini bu ülkeden yiyip işbirliğini küresel çeteyle birlikte tutuyorsa o örgüte karşı baştan itirazı olduğunu dile getiren Demir, “Çünkü şunu unutmamak lazım milli ve yerel olmak sadece bu topraklarını ekmeğini yemek anlamına gelmiyor. Milli ve yerel olmak aynı zamanda bu toprakların kalbini ve ruhunu da tanımak anlamına geliyor. Bu örgütün en büyük özelli milli ve yerel sermayeyi insan gücü ve para kaynağını küresel aktörlerle birlikte daha üst bir akılın emri altında ve küresel dünya ölçeğinde başka bir oyuncunun özellikle de bu oyuncu anlıyoruz ki bugün ABD onun istediği şekilde bir aktör haline getirmekti. FETÖ lideri bir kitabının adına prizma demiş. Prizma bütün masonik ve ezoretik örgütlerin en güçlü sembollerinden birisi. Bunlar başan masonik ve ezoterik simgeleri kullanmayı alışkanlık haline getirmiş ancak biz bunu fark edemedik. Kullandığı sitenin ismine de dikkatinizi çekiyorum ve bunu iyi inceleyin.Kul hakkı yiyorlardı. Dini kul hakkı yemek için kullanan bir cemaat ve tarikat gördünüzmü ben görmedim. Ama bunlar kul hakkı yiyorlardı. Pislikle abdest alınmaz. Pis suyla abdest alınmaz. Bu yapının kullandıkları hiçbir araç meşru değildi hepsi gayrı meşru idi. FETÖ üyeleri çok iyi şekilde takiyye yapıyordu. Olmadıkları gibi görmüyorlardı. Solcu ile solcu, Yahudi ile Yahudi, Hıristiyan ile Hıristiyan oluyorlardı ama olmadıkları, girmedikleri bir post vardı oda asla ülkücü olmuyorlardı. Eğer birisinin kanında gerçekten ülkücü düşmanlığı hastalık haline gelmişse kripto FETÖ’cüdür. Gıpti idi. Dünyalık hiçbir şey istemedi. Hiçbir şeyi de yoktu. Dünyalık istemiyorum insandan korkarım. Dünyalık istemiyorsun televizyonların var. Futbola el atmış., dünyayı istemiyor. Medyaya el atmış. Dünyayı istemiyor bankacılığa, eğitime el atmış. Ama benim değil ki cemaatin. Bütün bunlar aslında bizim gelenekte karşılaşmadığımız görmediğimiz bir şeydir. Düpedüz din ticaret yapıyorlardı. Din alıp satıyorlardı. Alıp sattığınız şey sizin değildir. Din kisve idi, maske idi. Bunun altında yatan unsur dünyevi iktidar kurmak ve iktidarını bütün dünya hakimiyetine yaymaktı” dedi.
FETÖ gibi yapıların olmaması için yapılması gerekenler hakkında da açıklama da bulunan Demir, “Bir daha bu örgütlerin olmaması için ne yapmalıyız. Asıl bence önemli olan bu., bu dersi çıkarmak zorudnayız. Birincisi dininiz için aklınızı kire vermeyeceksiniz. Aklınızı tatile göndermeyeceksiniz. Din demek aklınızı biryerlere bağlamak değildir. Din ve dinin aslı o Allah’ın verdiği yeteneği sürekli kullanmak. Allahın verdiği o nimeti kullanmak zorundasınız. Onu kullanmazsanız nimeti küfran olur. Aklını kullanmayan kafir olur. FETÖ gibi yapıların bir daha çıkmasını istemiyorsanız. Bu çocuklara bu modern cemaatlerin, tarikatların din ticareti yerine Ehl-i Sünnet geleneğini hakkıyla öğretmek zorundayız. Önce bizim yapmamız lazım bunu” diye konuştu.

“Bugün birbirimize hakkımızı helal etme zamanı”
“Bugün birbirimize hakkımızı helal etme zamanı diyen” Demir, konuşmasında şunları kaydetti; “Vatan sevgisi imandandır. Yerel ve milli olmanın en muteber kaynağı bu ilkenin kalplerimize kazınmış olması lazımdır. Mevlana’nın dediği gibi “bu coğrafyanın çocuklarının bir ayağı bu coğrafyaya basmalı ayakları sabit olmalı ama öbür ayaklarıyla tüm dünyayı dolaşmalı” Eğer ayağınızın birisi sabit değil ise ayağınızın altı kayar. FETÖ gibi yapıların en temel özelli ayakları bu topraklara basmıyordu. Vatan sevgisini unutturmuşlardı bize. Vatansızlık dini cemaatleri küresel çetelerin maşası yapar. Ne olursa olsun bu topağın çocuklarına vatan sevgisini iman gibi öğretmek zorundayız. Eğer vatan sevgisi olmazsa 15 Temmuz’da sokağa çıkan çocuklar olmazdı. 15 Temmuz’da sokağa çıkan bu gençler olmazdı. Vatan mdcwsms imandan olan insanlar 15 Temmuz’da kökleri dışarıda olan bu çeteye direndiler ülkeyi elim bir faciadan kurtardılar. Vatan sevgisi gerçekten imandanmış. Vatanını imanını gibi sevenler asla yılmaz ve dönmezlermiş. İyi ki onlar var. Tarık Bin Ziyad’dan Sultan Alparslan’a, Gazi Mustafa Kemal’den Ömer Halis Demir’e bu bir ruhtur. Anadolu’yu Anadolu yapan ruhtur. 15 Temmuz’da Anadolu ruhu yeniden dirildi. Yeniden ayağa kalktı. Bu ruh bu ülkeyi yeniden nasıl inşa edecek. O inşa ederken bu çetenin aramıza soktuğu nifak ve birbirimize karşı düşmanlığı öldürme zamanı. Birbirimizle kucaklaşma, sevme zamanı. Dün ne oldu sorusunu bırakıp geleceği nasıl inşa ederiz zamanı. Onun cevabı 16 Nisan’da çıkacak. Bugün birbirimize hakkımızı helal etme zamanı. Ben hakkımı helal ediyorum. Ruhlarınız teselli bulsun. Ruhlarınız acıyor. Çok acıyor ama eminim. Birbirimizle kucaklaşır sevmeyi öğrenirsek geleceğe çok iyi bakabiliriz.
Ülkücü hareketin önde gelen liderlerinden Galip erdem ağbimiz ülkücü hareketin en büyük özelliğidir birde birbirimizi sevmeyi öğrenebilsek. Şimdi yalnızca ülkücü hareket değil bu ülkenin 80 milyon birbirinizi sevmek zorunda. Eğer birbirimizi sevmezsek birileri hepimizi bu toprağa gömecek. Kimseyi ayırmayacak. Vakit kucaklaşma ve birbirimize sevme zamanıdır. Umarım, 16 Nisan’dan sonra bu millet için devlet için yeni bir diriliş başlar”

Editör: TE Bilisim