Halk Eğitim Merkezi Tarih Öğretmeni Uğur Güler’in koordinatörlüğünde yapılan sergiye, Türkiye Kamu Sen İl Temsilcisi ve Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selim Aydın’ın yanı sıra, MHP il Başkanı Agah Karapıçak, Çorum Ülkü Ocakları Başkanı Orhan Tosik, Türk-İş İl Temsilcisi ve Şeker-İş Şube Başkanı Sefer Kahraman ve Kamu Sen’e bağlı sendikaların başkan ve üyeleri ile vatandaşlar katıldı.

Kamu Sen İl Temsilcisi Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Selim Aydın burada yaptığı konuşmada 12 Kasım 1944 yılında Alihan Töre’nin liderliğinde kurulan Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin 1949 yılında işgalci Çin orduları tarafından yıkıldığını söyledi.

Aydın; “Gözümüze uzak, gönlümüze yakın Doğu Türkistan’dan yükselen çığlıkla yüreklerimiz yanmaktadır. Neredeyse 150 yıldır Doğu Türkistan’da bir millet kan ağlarken; bütün dünya kör, sağır, dilsiz; bu hayasız, bu alçakça zulmü seyretmektedir. Yurtlarında özgürce yaşamaktan başka hiçbir talepleri olmayan Türkistanlı kardeşlerimizin vatan toprakları, 70 yıl önce resmi olarak işgal edildi ve 1 Ekim 1955’de Türkistan ismi Sincan olarak değiştirildi” dedi.

“İnsanlık dramı da bu tarihten sonra başladı. Ne yazık ki, milletimizin büyük çoğunluğunun 70 yıldır yaşanan insanlık dramından haberi dahi yoktur” diyerek eğitim kampları adı altında tek tip kıyafetlerin giydirildiği, kulelerde askerler tarafından kontrol edilen toplama kamplarında işkencelere maruz bırakılan soydaşlarımızın yaşadığı zulmün yürekleri dağladığını, dini inançlarına kadar müdahaleye uğrayan, zorla içki içirilen kardeşlerimizin çektiği bu sıkıntıların, bilhassa İslam dünyasında karşılığının olmamasının anlaşılır gibi olmadığını ve Birleşmiş Milletler’in Doğu Türkistan’da yaşanan dramı görmezden geldiğini, sözde insan hakları savunucularının bile susmakla yetindiğini anlatan Selim Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğu Türkistan’da evlerinden, yurtlarından edilmiş, katledilen canlara kimsenin gözlerini kapatma hakkı yoktur. Çin, zorla kendi topraklarına kattığı ve zorla vatandaşı yaptığı soydaşlarımızdan yaşama hakkını dahi esirgerken hangi insan hakkından bahsedecek, hangi değerleri savunacağız? Ne hikmetse bu vahşet, basın yayın organlarının ilgisini çekmemekte, birçok basın kuruluşu için akan Türk kanı haber değeri dahi taşımamaktadır. İşgal altındaki Türkistan’ın çığlığı bir türlü duyulmamakta, akan kan Türk’ün olunca kulaklar sağır, gözler kör olmaktadır.

“ZULMÜ DURDURMAK İNSANLIK GÖREVİDİR”

Birleşmiş Milletler; Temel İnsan Hakları Sözleşmesi, Soykırımın Önlenmesi ve Savaş Suçlularının Cezalandırılması Sözleşmesi ve Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi ile tüm insanların can ve mal güvenliğini teminat altına almıştır. Oysa bugün Birleşmiş Milletlere üye devletlerin gözleri önünde Müslüman kanı akıtılmakta, insanlık suçu işlenmektedir. Doğu Türkistan’da akıtılan bu kanı durdurmak, yaşanan insanlık dramına son vermek insanlığın üzerine düşen tarihi bir sorumluluktur. İslam’ın, Türklüğün sancağını güneşin doğduğu en uzak noktada dalgalandıran Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi ilgisizliğin girdaplarında, cellatlara teslim eden anlayışı şiddetle protesto ediyoruz. İşgalinin 70. yılında Türkiye Kamu-Sen olarak yaşanan trajedi daha da büyümeden tüm yetkilileri katliamı durdurmak üzere harekete geçmeye ve etkili tedbirler almaya davet ediyoruz. Ata yurdumuzu hayasızca işgal eden ve soydaşlarımızı türlü işkencelere maruz bırakan Çin Hükümetini lanetliyoruz. Bir kere dada bütün gücümüzle tüm dünyaya haykırıyoruz: Türkistan Türk’tür Türk kalacak!” dedi.

(Volkan SINAYUÇ)

Editör: TE Bilisim