Buna karşın iktidarın hissiz değerlendirmelerinin 83 milyon kişiyi derinden yaraladığını ifade eden Özsaçmacı, “Şehitler ölmez ama devletin dili ölmüştür. Şehitler ölmez ama devletin edebi ölmüştür. Şehitler ölmez ama devlet adamlığı ölmüştür. Şehitler ölmez ama devletin nezaketi ölmüştür, vefası ölmüştür, izan ve merhameti ölmüştür” dedi.

Ayrıca Çorum’da İYİ Parti’yi dışlamış görüntüsü vermenin de üçlü paydaşın bastırılmış duygularını tatmin edebileceğini dile getiren Bekir Özsaçmacı, “Bugün o gün değildi ey şanlı siyasiler. Bu tuzağı milletimiz bozar. Milli birlik ve milli menfaatler söz konusu olduğunda çağırılmayı ya da davet edilmeyi hiç bir zaman beklemedik” diye konuştu.

İYİ Parti Çorum İl Başkanı Bekir Özsaçmacı, gündeme ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Biz İYİ Parti olarak devlet-millet beraberliğinin askerimize güç kuvvet vermesini sağlamak asli görevimiz olduğunu düşündük lakin iktidarın, konut satışlarından, turist sayısından, araç satışına kadar mesuliyetsiz, hissiz değerlendirmeleri, hüznümüze paydaş olmayan cümleler şehitlerimizin aziz hatırasına ve 83 milyon yaralımızı derinden sarmıştır.

Şehitler ölmez ama devletin dili ölmüştür. Şehitler ölmez ama devletin edebi ölmüştür. Şehitler ölmez ama devlet adamlığı ölmüştür. Şehitler ölmez ama devletin nezaketi ölmüştür, vefası ölmüştür, izan ve merhameti ölmüştür.

Her türlü belayı savuşturabilir, her derde derman olabiliriz. Siyasi hataları telafi edebilir yeniden ayağa kalkabiliriz. Ama buna nezaret edecek devlet dili lazımdır. Görülüyor ki milletin hüznünü paylaşmak devlet sorumluluğunu taşımak mevkiinde olanların gündeminde bu hüzne alamet yüz ifadesi dahi yoktur.

Yapılan hataların bedelini kanı ve canı ile ödeyen bir milletiz. Barzani’ye kongrelerinde ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ diye slogan atıp Barzani’nin kafasındaki konfetiyi temizlerken, teröristlere lahmacun ısmarlarken dostunuz olanlara biz düşmandık ve halen düşmanız.

Siyasetin, sezgisiz, öngörüsüz, beceriksizliğinin bedelini ordusunu cepheye sürerek toparlamak zorunda kaldığımız bu süreç içinde hiç değilse ordumuzun ödediği bedele hürmet hissini kaybetmemelidir siyaset.

Her ne kadar; Çorum’da üçlü siyaset düzlemi görüntüsü vermeye gayret ederek, kişisel ihtiraslarını milletin hüznüne bulaştırmak kamuoyunun huzurunda milletimizin önünde cereyan etmektedir. İYİ Partiyi dışlamış görüntüyü vermek üçlü paydaşın bastırılmış duygularını tatmin edebilir. Bu gün o gün değildi ey şanlı siyasiler. Bu tuzağı milletimiz bozar.

Milli birlik ve milli menfaatler söz konusu olduğunda çağırılmayı ya da davet edilmeyi hiç bir zaman beklemedik, birileri rahatsız olsa da şehrimiz ve ülkemiz için orda olduk. Ama bugün gaibten haber alma yeteneğimiz olmadığından, niyet okuma şarlatanlığını bilmediğimizden Çorum’umuzun geleceği kıymetli siyasilerle bir arada olamadık. Olsun milletimizle dua ettik bizde. İttifakımız milletimizledir, derdimiz milletimizdir, saygımız milletimizdir.” (Haber Merkezi) �n yeni Cumhuriyeti ileriye taşıyacak olduğuna inandığı çağdaş eğitime dair düşleri için de önemli bir basamak olmuştur. Devrimin üçüncü önemli yasası “Eğitim ve Öğretim Birliği Yasası” idi. Osmanlı döneminde dini eğitim veren medreseler ile çağdaş eğitim veren kurumların olması, eğitim sistemiyle iki türlü insan yetişmesine neden oluyordu. Devrimlerin benimsetilmesi, ulusun düşünce ve duygu birliğinin sağlanması, bu ikiliğin ortadan kaldırılması amacıyla ülkedeki tüm bilim ve öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Yani devrim yasasıyla da çağdaşlaşma ülküsü doğrultusunda çağdaş, bilimsel ve laik eğitime geçildi. 96 yıl sonra tersine çevrilen kazanımlardan birisi de ne yazık ki eğitimin çağdaş, bilimsel laik yapısından uzaklaştırılması olmuştur. Devrim yasalarıyla eğitimden elini çektirilen tarikatlar, bugün vakıf/dernek maskeleriyle yeniden eğitime sokulmuştur. Bir başarısızlık abidesi olan dini eğitim ağırlıklı İmam Hatipler yaygınlaştırılmış, dini eğitim veren özel kurumlar bizzat iktidar tarafından teşvik edilmiştir.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim