TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken mektubunda, “Kamu kurumları ve yerel yönetimler esnaflığı bırakmalı. Bu kurum ve kuruluşlar esnafın sorunlarını çözmeli. Çünkü esnaf istihdama en büyük desteği veren kesimdir. Kendi işinde başarılı olamayanlar başkalarının işine el atıyor, herkes bildiği işi yapsın.” dedi.

“Ekmeği ekmekçiye ver bir ekmek de fazla ver” atasözünü hatırlatan Palandöken, “Ülke genelindeki bütün fırınlarımız dörtte bir kapasite ile çalışıyor. Kamu ve yerel yönetimler halka ucuz, ücretsiz ekmek dağıtmak istiyorlarsa fırıncı esnafından alıp yardım yapsınlar. Esnaf ve sanatkâr ülke ekonomisinin can damarlarıdır. Bu fırınlar ve işyerlerinin hepsi milli servettir. Kimsenin milli serveti yok etmeye hakkı yoktur. Kamu ve yerel yönetimler esnaf ve sanatkârı desteklemeli. Mahalli idareler fırıncı oldu ekmek satıyor. Kamunun görevi ekmek satmak, misafirhaneleri otel, salonları düğün evi, cezaevlerini ayakkabı ve gömlek imalathanesi, açık cezaevlerini hayvan ürütme çiftliği, belediye parklarını işletmek midir?” diye sordu.

“TAKSİCİLİK ÖZEL SEKTÖRÜN İŞİ”

Kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin haksız rekabeti karşısında esnaf ve sanatkârların ayakta kalmak için direndiğini belirten Palandöken, “Pek çok yerde açık market işletiliyor. Taksicinin işini engelleyen adli servisler, minibüsçünün işini engelleyen sosyete pazar servisleri faaliyette. Bankalar altın alım-satımı yaparak kuyumculuk sektörüne darbe vurdular. Binlerce esnaf bu tür karar ve uygulamalardan etkilenerek dükkânlarını kapatıyor. Buna bir dur demenin zamanı geldi. Bırakın her işi erbabı yapsın. Devletin görevi esnafın yaptığı işi yapmak değil, esnafın önünü açmaktır. Devlet esnaflık yaparak istihdama katkı sağlayan ve kısıtlı imkânları ile devletine vergi veren esnafla rekabet etmemeli. Çünkü esnafıyla rekabet eden devlet ne işsizliği önleyebilir, ne de milli gelirde istenilen seviyeye ulaşabilir.” şeklinde konuştu.

“İKİ MİLYON ESNAF MAĞDUR!”

Yaklaşık 2 milyon esnaf ve sanatkârın, kamunun yanlış uygulamalarından zarar gördüğünü vurgulayan Palandöken mektubunda, “Esnafın ekmeği ile oynanıyor. Yerel yönetimler ve kamu asli görevini yapsın. Yerel yönetim ve kamu tarafından satılan ekmeğin maliyetini bilen yok. Fırınlarda yanan yakıt aynı, elektrik aynı ama nasıl ucuza ekmek veriliyor bilen yok. Bu işi yapan fırıncılar milyonlarca ekmeği satamadığı için çöpe atmak zorunda. Günde 12 milyon ekmeğin çöpe gitmesinde, esnafın zarar etmesinde en büyük sorumluluk yerel yönetimlerin ve kamunun fırıncılık yapmasından kaynaklanıyor. Acilen devlet esnafın işinden el çekmeli. Esnaf ve sanatkârın olmadığı yerde yaşam olmaz. Esnaf ülkenin çimentosudur. Çimento olmaz ise bina ayakta duramaz. Bir an önce binanın ayakta durması ve yapının bozulmaması için önlemler alınmalı ve herkes kendi işini yapmalı.” ifadelerine yer verdi.

(Recep SERBES)

Editör: TE Bilisim