Günlük hayatımızın bir gerçeği olan depremle ilgili yapılan kamuoyu araştırmasına göre, binaların dayanıklılık testlerinin yapılıp yapılmadığını halkın üçte biri bilmiyor.

Ankete katılanların %30’u yaşadıkları ve çalıştıkları yerde hiç toplanma alanı olmadığını, diğer %26’lık kısmı ise bu konuda herhangi bir fikri olmadığını belirtiyor.

Araştırmanın sonuçlarına göre her 10 kişiden 6’sı deprem yaşama olasılığını kader olarak görüyor. Her 10 kişiden 3’ü kaçıncı derece deprem bölgesinde yer aldığını bilmediğini ve her 10 kişiden 3’ü ise depremle ilgili hazırlık yapmadığını söylüyor.

Deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili verilen cevaplar ise dikkate değer sonuçlar ortaya çıkardı. Katılımcıların 3’te 1’i deprem olduğu anda binayı terketmek gerektiğini düşünüyor. Fakat uzmanlar deprem anında bina içinde fazla hareket edilmemesi, depremin hemen ardından bina dışına çıkılması gerektiğini belirtiyorlar.

Araştırmada elde edilen veriler gösteriyor ki her 5 kişiden 4’ü deprem sırasında çömelerek korunmayı tercih ediyor. Bu yöntem DASK (Doğal Afet Sigortaları Kurumu) tarafından güvenli duruş pozisyonları arasında kabul ediliyor.

Alternatif bir görüş olarak, Amerikan Uluslararası Kurtarma Ekibi Şefi ve Afet Olayları Müdürü Doug Copp'a göre, bu yöntem birçok insanın deprem sırasında çömeldiği için ezilme riski ile karşı karşıya kalmasına neden oluyor.

Diğer taraftan AFAD, DASK ve benzeri depremle ilgili kurumlar tarafından onaylanan “hayat üçgeni” , deprem sırasında en güvenli pozisyon olarak kabul ediliyor. Sabit, dayanıklı ve büyük hacimli eşyaların yanına sığınarak hayat üçgeni oluşturulabilir.

Ayrıca elektrik kaçağı olma riskine karşı deprem sırasında ışık açmak AFAD tarafından kesinlikle yapılmaması gerekenler listesinde yer alıyor. Ancak araştırmada ortaya çıkan sonuç gösteriyor ki her 4 kişiden 1’i ışıkları açmak istiyor.

Ayrıca, katılımcıların %50’sinin şu an deprem sigortasına sahip olmadığı ve %30’unun ise hayatında hiç deprem sigortası yaptırmadığı görüldü.

(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim