CHP’li kadınlar, 3 Nisan 1930 tarihinde kabul edilen Belediye Kanunu ile birlikte belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkının verilişinin 92. yıldönümü nedeniyle ülke genelinde eş zamanlı basın açıklaması yaptı. CHP İl Kadın Kolları Başkanı Kamile Anar, “92 yıl önce bugün, Belediye Kanunu'nu Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edilmiş ve kadınlar yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir” diyerek, bir kez daha Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve eşitlik mücadelesine omuz verenleri saygıyla ve minnetle andıklarını vurguladı.
Cumhuriyetin aslında bir kadın devrimi olduğunu, kadın ve cumhuriyetin birbirini tamamlayan bir bütün olduğunu dile getiren Anar, “Ülkemizin kurucusu ve kurtarıcısı Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kadın erkek bir arada kurduğumuzu vurgulamış ve şöyle demiştir: 'Dünyada hiçbir milletin kadını ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar gayret gösterdim diyemez.'
Partimizin ilk kadın üyesi ve Atatürk'ün manevi kızı olan Afet İnan, örnek bir siyasi profil olmuştur. Çok iyi bir eğitim almış ve yaptığı konuşmalarda, kadının seçme ve seçilme hakkını savunmuştur. Milli hakimiyetin, cinsiyet farkı gözetmeksizin tüm millete ait olduğunu vurgulamıştır. Milli egemenlik bir bütündür ve sadece toplumun bir kesimini oluşturan erkekler için değil herkes için vardır. Tarihin akışının değişmesinde önemli bir görev üstlenen Afet İnan, kadınların erkeklerin yaptığı bütün işleri yaptığını, savaşlarda, meydan muharebelerinde erkeklerle birlikte mücadele ettiğini anlatmıştır. Kadının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının, demokrasinin gerekliliği olduğunu güçlü bir şekilde ifade etmiştir” dedi.
Türkiye’de kadınların seçme ve seçilmeleri üzerine örnekler vererek Cumhuriyet tarihi boyunca kadın belediye başkanı, Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi üyesi ve muhtar oranlarının azlığına da değinen CHP İl Kadın Kolları Başkanı Anar sözlerini şöyle sürdürdü: “Aradan geçen 92 yıla rağmen, kadınların eşit temsilden ne kadar uzak olduğunu göstermektedir. Bu tablonun nedeni; kadınların yetersizliği veya siyasette yer almak istememesi değildir. Kadınların eşit temsil hakkına erişmesi için, öncelikle ülkeyi yönetenlerin zihniyeti değişmelidir. 'Evet şöyle sembolik de olsa bayan milletvekillerimizden hiç olmazsa iki tanesini alalım' diyen anlayıştan, eşitlik beklenemez. Tüm kararların bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştığı şahsım hükümeti, demokratik bir politika üretemez. Kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi'ni feshedenlerin 'Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye' sloganına inanmamız istenemez. Kadın erkek eşitliğine inanmayanlardan, kadını özgürleştiren ve hayatın her alanında güçlendiren politikalar beklenemez”
CHP Kadın Kolları olarak laiklik ilkesine sımsıkı sarıldıklarını, eşitlik mücadelesi verdiklerini, bu konuda TBMM’ye verdikleri önergelerin ve kanun tekliflerinin reddedildiğini ve AKP iktidarında AKP iktidarlarında, kadınların payına yoksulluk, yoksunluk, şiddet ve ölüm düştüğünü de söyleyen Anar; “Bu düzeni değiştirmenin tek yolu eşitlikçi politikalardan geçiyor. Bizler, kadınların eşit temsil edildiği demokratik, laik bir Türkiye'yi yeniden inşa etmeye kararlıyız. Halkın gasp edilmiş egemenlik hakkını tekrar halka iade edeceğiz. Bunun için de yol haritamız hazır” şeklinde konuştu.
(Haber Merkezi)
 

Editör: TE Bilisim