Yönetenler açısından, “eşitler arasında tercih” doğal bir hak sayılır. Ama, “beyaz”ın yerine “siyah”ı tercih etmek hak da değildir, adalet de. Çorum geçmişte, “eşitler arasında tercih” hakkını bile kullanmaktan kaçınan ve bunu sözde “adalet” sayan makam sahibi insanları nedeniyle çok hayal kırıklığı yaşamıştır.

Örneğin, 1961-62 yılları arasında Milli Eğitim Bakanı olan Mehmet Hilmi İncesulu’nun tutumu, hemşehrilerinin içinden yıllarca çıkmamıştır. 1917 Sungurlu doğumlu olan (1992’de kaybettiğimiz) M.Hilmi İncesulu, Valilik, Başbakanlık Müsteşarlığı gibi üst düzey görevlerde bulunduktan sonra Çorum Milletvekili ve İsmet İnönü kabinesinde Milli Eğitim Bakanı olur.

Çorum’dan bir heyet kendisini ziyaret edip Çorum’a “okul” isterler. Bakan İncesulu, bu makul isteği geri çevirirken, “Ben Çorum’un Bakanı değil, Türkiye’nin Bakanıyım” der. Oysa hemşehrileri, kendisinden, başka bir ilin hakkını değil, ihtiyaçları olanı istemektedirler. Veya “eşitler arasında tercih” hakkını kullanmasını beklemektedirler.

Günümüzdeki örneklere bakınca, Çorum’un şanssızlığının ta o yıllardan başladığını anlıyoruz. Komşu ilimiz, sürekli Bakan, Başbakan Yardımcısı, TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı çıkarıyor ve sürekli “ayrıcalıklı” işlem görüyor. Bir tarihte Çorum’a gelen dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a vatandaş, “Çorum Bakan istiyor” diye bağırmıştı da, Sayın Erdoğan “Çorum’un Bakanı benim” demişti.

Sayın Erdoğan’ın Çorum’a “sempati” duyduğunu, en azından “olumsuz” bir yaklaşımının asla olmadığını biliyoruz. Demek ki, Çorum olarak biz meramımızı anlatmakta yetersiz kalıyoruz. Öyleyse, Çorum’un girişimci ruhuna, yatırım iklimine ve sanayi altyapısına sahip olduğunu, bölgesel kalkınmanın lokomotifi olabilecek nitelikleri taşıdığını Sayın Cumhurbaşkanı’na aktarabilmeliyiz. Düşünüp taşınıp bunun bir yolunu mutlaka bulmalıyız.