Dolayısıyla çok yoğun bir haftayı geride bıraktım. Başta, Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın Çorum’a gelişi ile ilgili bazı değerlendirmelerimi aktarmaya fırsat bulamadım.
Umut Radyo’da, Meltem Danışman Çınar’ın konuğu olduğum canlı yayın programında, gazeteye, gazeteciliğe ilişkin pek çok konuya değinirken, ÇORUM HABER’in Şeker Fabrikası, bölünmüş yol, Yenihayat Barajı, Obruk Barajı, Hitit Üniversitesi, demiryolu, havaalanı gibi temel konularda verdiği mücadeleleri de satır başlarıyla hatırlattım.
Yine ÇORUM HABER’in, Çorumluların birliği ve dayanışması yolunda gerçekleştirdiği “ilk”ler, kültürel, sanatsal, sosyal etkinlikleri, Çorum’un eğlence yaşamına katkıları bu vesileyle bir kez daha gündeme geldi.
Umut Radyo’daki programı, Meltem Danışman Çınar’ın sorularına verdiğim yanıtları özetleyerek, haber şeklinde verebilirdik. Ama, hem geçen haftaya ilişkin bazı notları, hem de 47. meslek yılımda hemen akla gelenleri, daha geniş bir değerlendirme yazısı olarak sunmanın yararlı olabileceğini düşündüm.
Zaten, gerçekleşeceğine ilişkin fazla umut besleyemediğim bazı konuları da, hiç değilse “tarihe not düşmüş olma” adına yazıyorum. Çünkü, bu kentin bir evladı olarak, kendimi, bu kent için elimden geleni yapmakla sorumlu hissediyorum. Elimden gelen ise; sorunlara sahip çıkmak, kamouyunun gündemine getirmek, tartışmaya açmak, çözüm önerileri sunmak…
Bunu yaparken de kimseyi incitmemek…Amacımız bağcı döğmek değil zira, üzüm yemek. Çorum’da yerleşik bir yargı vardır: “ÇORUM HABER kişilerle değil, meselelerle uğraşır.” Bu doğrudur. Kişilerle uğraşarak Çorum’a bir şey kazandıramayız. Sadece, ayrışmalara, kutuplaşmalara hizmet etmiş, açıkçası Çorum’a kötülük etmiş oluruz.
Yıllardır, Çorum’u büyütmemiz gerektiğini savunuyorum. Çorum “barış ve kültür-sanat kenti” olsun, sanayileşme hamlesini daha ileri bir aşamaya taşısın, eğitimde, sağlıkta, turizmde bölgesel merkez haline gelsin istiyorum. Sporda çıtayı yükseltelim, örneğin futbolda süper lige çıkalım arzu ediyorum.
Çorum’un bir “büyüme stratejisi” belirlemesi gerektiğini de geçmişte defalarca yazdım. Bütün bunlar, herkesin birbiriyle barışık olmasından, asgari müştereklerde buluşmayı başarabilmesinden, yani yönetenlerimizin sevdiği deyimle “istişare” kültüründen geçiyor. Fitne, fesat ve haset illetinden kurtulmaktan, önyargısız, hoşgörülü ve anlayışlı olmaktan geçiyor.
Ne var ki, bir yanda “Çorum’u büyütürsek her bir Çorumlu’nun ekmeği de büyür” anlayışı içinde çırpınanlar var, diğer yanda ise, “bırakın küçük kalsın” diye direnenler…Kimi, günümüzün gerçeklerini algılayamadığından, içgüdüsel bir saflıkla…Kimi ise, kıskançlığından, kaprisinden, kompleksinden, içinin karalığından dolayı…
Temcit pilavına dönse de, tekrarlamaya devam edeceğim: Çorum havaalanına da kavuşmalı, hızlı trene de…400 binlik kent nüfusu hedefini önümüze koyup “Büyük Çorum” yürüyüşünü hep birlikte başlatmalıyız. Dünyanın merkeziyiz, dünyanın barış kenti de olmalıyız. Çorum Belediyespor’u, planlı bir tırmanışla süper lige kadar çıkarmalıyız. Bütün bunları, tekrar tekrar hemşehrilerimin değerlendirmelerine sunacağım.
Editör: TE Bilisim