Umut Radyo Genel Yayın Yönetmeni Meltem Danışman Çınar, geçtiğimiz günlerde Tokat’ın ikinci havalimanında incelemeler yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun, 2023’de havalimanı sayısının 61’e çıkacağını açıkladığını hatırlatarak, “Bunlar arasında Çorum yine yok değil mi?” sorusunu yöneltti. Yolyapar ise, son günlerde sosyal medyada Bayburt-Gümüşhane Havalimanı ile ilgili absürt bir takım paylaşımların dolaştığını, yatırım isabetsizliklerinin inanılmaz boyutlarda olduğunu hatırlatarak,  özetle şöyle konuştu:
“Çorum, bölgenin ilk sanayileşme yoluna girmiş kenti. Bölgesel kalkınmanın lokomotifi olabilecek konumda. İhracatını 1.5 milyar doların üzerine çıkararak ekonomik büyüklüğünü ve öncülüğünü kanıtladı. Sanayi kenti olabilmesi için de mutlaka havalimanına sahip olması gerekiyor. Biz yıllardır Çorum’un bu hakkını savunuyor ve mücadelesini veriyoruz. Ama ne yazık ki, bir kısım hemşehrilerimizi bile henüz ikna edebilmiş değiliz. Sanki biz aksini savunuyormuşuz gibi, ‘demiryolu daha önemli’ şeklinde karşı görüşlerle karşılaşıyoruz.”
“Demiryolu çok daha büyük bir yatırım ve şimdiki temposuyla giderse daha 30 yıl Çorum tren göremez. Buna karşılık, havalimanı kolayca gerçekleştirilebilir. Hatta, başta Ahmet Ahlatcı kardeşimiz olmak üzere Çorumlu iş insanları da önemli katkılarda bulunabilirler. Yanlış yerlere havalimanı yapıp bu verimsizliğin faturasını Çorum’a çıkarmak isteyenler var. Bunlarla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Komşu kente ‘hatır için’ havalimanı yapılıyor. ‘Haftada bir uçağı doldurabilir misiniz?’ diye soruyoruz. ‘Çorum’a güveniyoruz’ diyorlar. Çorumlu niye oraya gitsin? Esenboğa’ya gider daha iyi…”
“Havalimanı talebi ile ilgili olarak, Ankara’da Çorum’un önüne bir duvar örüldü. Vali Ahmet Kara, bu yüzden merkeze alınmıştı. Arkasından atanan Vali, havalimanı sözcüğünün h’sini ağzına almamaya yemin etmiş olarak Çorum’a geldi. İktidar mensubu siyasiler de, havalimanından bahsetseler bile, gelecek zamanı, uzunca bir vadeyi işaret ediyorlar. Çorumlu ile kimin, ne alıp-veremediği var? Çorumlu’nun günahı, dişiyle-tırnağıyla sanayileşme hamlesini başlatmış, esnaflıktan sanayiciliğe geçme başarısını göstermiş olması mı? Yazmıştım, tekrar ediyorum: Çorum’a üvey evlat muamelesi yapanlara hakkımızı helal etmeyiz.”
Meltem Danışman Çınar’ın, Cumhuriyet’in 98. yıldönümü kutlamaları, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ile Ankara Milletvekili, hemşehrimiz Ali Haydar Hakverdi’nin Çorum’a gelişleri ve CHP’nin Cumhuriyet Gecesi ile ilgili sorusunu da yanıtlayan Mehmet Yolyapar, “Bu konu açılmışken, daha temel bir soruna değinmek isterim. CHP’de hiçbir şekilde liderlik sorunu yok, ama CHP’lilerin sohbetlerinde Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu kıyasıya eleştirdiklerine tanık oluyoruz. Oysa bana göre Kılıçdaroğlu, başarılı bir liderlik örneği sergiliyor. CHP’liler ne istiyorlar? Daha yakışıklı bir fotoğraf mı?” diye konuştu. Yolyapar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sosyal demokratlar elbette özgür düşünceli insanlar. Övgüden çok eleştiri yapmaları doğal. Ama, insafla değerlendirsinler; Adalet Yürüyüşü’nden başlayarak, Sayın Kılıçdaroğlu hep doğru tavırlar, doğru stratejiler sergilemiyor mu? Mütevazı, dürüst, namuslu bir demokrat olarak, hiçbir komplekse kapılmadan, parlamenter demokrasiden, adaletten, eşitlikten yana olanları, muhafazakârı, milliyetçisi, liberali, sosyal demokratı, demokratik sosyalistiyle bir platformda buluşturmuş olması başarı değil mi?”
Duayen gazeteci Mehmet Yolyapar, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin Çorum’da katıldığı törenler ve toplantılarla ilgili soruyu yanıtlarken de şu görüşleri dile getirdi:
“Tarım ve hayvancılık, bu ülkenin de, Çorum’un da en büyük yarası. Maliyeti arttığı için fiyatı yükselen ürünü hemen dışarıdan ithal ede ede tarım ve hayvancılığımızı yerlere serdik. Kırsalda karnını doyuramayan insanlarımız tarım ve hayvancılığı terk etti. Köylerimiz boşaldı. Köylü, domatesini bile şehirden götürür hale geldi. Tarımı geriletmenin yanı sıra, köy okullarını kapatıp insanları şehre yığmak hataydı. Şimdi, insanımız nostaljik olarak, anılarını tazelemek için köyüne gidiyor. Keşke mümkün olsa da köye dönüşü her türlü destekleri vererek sağlayabilsek. Küçük aile işletmesi şeklinde de olsa, tarım ve hayvancılığa en büyük teşvikleri versek.”
“Çorum, kuraklığın en yoğun yaşandığı illerin başında geliyor. Üstelik bu, geçici de değil. Yani bu yıl yağmur yağmadı ya, gelecek yıl yağar diye bir tesellimiz yok. Çorum’un barajları kurudu. Şu anda içmesuyu ihtiyacının tamamına yakını kuyulardan karşılanıyor. Koçhisar’ın suyu yıl sonuna kadar gelecek, ama bu da Çorum’u ancak üç-beş yıl rahatlatacak. Sonra yeni su kaynaklarının peşine düşmemiz gerekecek. Suyumuzu en tasarruflu şekilde kullanmaya ve yağmurlarla gelen suyu ne yapıp edip depolamaya mecburuz.”
Meltem Danışman Çınar, TSO Başkanı Çetin Başaranhıncal’ın Dünya Gazetesi’nin Çorum ekinde yer alan değerlendirmesinde “Çorum 200 firması ile 136 ülkeye ihracat yapan küresel bir oyuncu” ifadesini kullandığını hatırlatarak yorumunu almak isteyince, Çorumlu sanayicilerin dünyanın en ücra köşelerine mal ihraç ettiklerini anlatan Yolyapar, “Çorum’da sınai üretimin ve ihracatın, çok daha güçlü biçimde teşvik edilmesi gerekir. Çorumlu ihracatçılığı öğrendi, bundan ülke ekonomisi adına daha fazla yararlanılmalıdır” ifadesini kullandı. 
Mehmet Yolyapar, Dünya Çorumlu Dernekler Federasyonu’nun 11-14 Kasım 2021 tarihleri arasında İstanbul Maltepe’de düzenleyeceği “Çorum Günleri” ile ilgili görüşlerini de şöyle anlattı:
“1988 yılında, Baltalimanı Grand Müzikholü’nde İstanbul’da o zamana kadar düzenlenmiş en büyük Çorumlular yemeğini ÇORUM HABER olarak organize ettik. Sanatçı olarak da Çorumlu Serap Mutlu Akbulut’u sahneye çıkardık. Şimdi her şeye kullanıldığı gibi değil, gerçekten ‘görkemli’ bir yemekti. Herkes öylesine mutlu oldu ki, bu birlikteliğin devam ettirilmesi kararlılığı ifade edildi. Ardından Çorum Vakfı İstanbul Şubesi ile Çorum Tanıtma Vakfı kuruldu. Zaman içinde bakıldı ki, Çorumlular arasında ikilik çıkıyor, şimdi her ikisi de rahmetli olan Prof.Dr. Ahmet Samsunlu ile Prof.Dr. Turan Ilgaz, her iki vakfın da yönetimine girip, ÇEKVA adı altında yeni bir vakfın oluşumunu sağladılar.”
“Çorumlu’nun derneği olmaz, diye bir söz var. Bu, Çorumlu’nun dayanışmayı başaramadığını ifade ediyor. Her şeye çok iyi başlıyoruz, ama sonunu getiremiyoruz. Çorum ortak paydasında birleşemiyoruz; çünkü siyasal veya mezhepsel ayrımlar, kim tarafından çıkarılırsa hemen öne konuluyor. İstanbul’daki Çorum Günleri’nin başarılı olması, Çorum için yeni bir ufuk açılması demektir. Ama, birbirimizi çelmelersek fiyasko kaçınılmaz olur ve daha onlarca yıl bunun zararı çekilir. Fitne-fesat-haset diye ikide bir yazmak zorunda kalışımız boşuna değil.” 
(Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim