Sancaktepe Belediye Başkanı Şeyma Döğücü ziyaret sırasında gençlerden gelen siyasetten, gündeme ve gündelik hayatına dair tüm sorulara içtenlikle cevap verdi.
Konuşmasına kısaca kendi hayatını anlatarak başlayan Döğücü, “1965 yılında Çorum’da doğdu. Çorum İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra 1987 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldum. Mazlum-Der, Hukukçular Derneği, Hukukçu Hanımlar Derneği, IHH İnsani Yardım Vakfı, Araştırma Kültür Vakfı gibi çeşitli sivil toplum kuruluşlarında yönetim kurulu üyesi olarak görev aldım ve insan hakları alanında gönüllü çalışmalar yaptım” dedi.
AK Parti’nin kuruluşuyla birlikte 2002 yılında İstanbul İl Kadın Kolları Kurucu Üyesi olarak siyasete ilk adımını attığını belirten Döğücü,” İl Kadın Kolları Seçim İşleri Birim Başkanı, Siyasi Hukuki İşler Birim Başkanı, Yerel Yönetimler Birim Başkanı ve Sancaktepe İlçe Kadın Kolları Başkanlığı görevlerini üstlendim” diye konuştu.


“GENÇLERİN HAYIR DUASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Gençlere iyi bir gelecek bırakmak için çaba gösterdiklerini ifade eden Döğücü, “Gençlerin bizler için bakın ne güzel gelecek bırakmışlar bizler için demeleri ablalarımız, ağabeylerimiz demeleri için iş yapmamız lazım İnşallah sizlerinde dualarınızı alırız” şeklinde konuştu.
İmam Hatip mezunu olan Şeyma Döğücü siyasi hayatından, yaptığı hizmetlerinden bahsederek, gençlere deneyimlerini aktarıp, çeşitli tavsiyelerde bulundu.
“ARTIK! ALINAN KARARLARIN ALTINA BAŞÖRTÜLÜLER İMZA ATIYOR”
İlk Bayan Belediye Başkanı ve İmam Hatipli olmasından dolayısıyla yükünün bir kat daha olduğunun altını çizen Döğücü, “ Beraber Büyükşehir Belediyesi’nde görev yaptığım, avukat kardeşim şu anda Danıştay üyesi, bir gün geldi bana Şeyma abla biliyormusun, bugün Ayasofya’nın açılmasının alındığı kararın altında benimde imzam var dedi. Ama geçmişte biz bu mücadeleden umudumuzu kesmişken bugün bir başörtülü arkadaşımız Danıştay üyesi oluyor ve Ayasofya’nın açılması için alınan kararın altına Rabbim imza atmasını nasip ediyor. Bizler birkaç yıl önce bunu düşünemeyi bırakın, aklımızın ucundan dahi geçiremezdik” dedi.
“TEK KADIN BELEDİYE BAŞKANIYIM”
İstanbul'da 39 ilçenin içerisinde tek kadın belediye başkanı olduğunu hatırlatan Döğücü, “Bugün artık vatanın evlatlarının önündeki engellerin kalktığını görüyoruz. Yani bir kısım kadına seçme ve seçilme hakkı verilirken, bir kısım kadına sadece seçme hakkı verildiği bir ülkede yaşadık biz. Şimdi elhamdülillah bütün bunların kalktığı ve bir normalleşme süreci yaşıyoruz. Hiç kimsenin de kimseden rahatsız olmadığını görüyoruz” şeklinde konuştu.
Başörtülülerin bazı sınavlara dahi giremediklerini hatırlatan Döğücü, ama bugün hiç kavga gürültü olmadan, milleti birbirine düşürmeden bu problemin çözüldüğünü söyledi.
Geçmiş yıllarda başörtülü insanlara karşı bazı kesimlerin bakış açısını da değerlendiren Döğücü, “Aileniz sizi Çorum gibi bir yerden 4-5 yıl okutmak için İstanbul’a göndermiş, Hukuk Fakültesini kazanmışsınız, 4 sene okutmuş ve 4 sene sonra diyorlar ki sen devleti yıkacaksın, senin kafanın arkasında bu var gibi laflar ve söylemler oluyor, ama herkes bilir ki hiç bir başörtülü kardeşim öyle bir niyetinin olmadığını, bizler memleketine, milletine ve ailesine faydalı olmak için çalışıyoruz. Ama yok senin kafanda başörtüsü var ya sen devleti yıkacaksın, laik Türkiye Cumhuriyetine kesin düşmansın diye bizleri bir çerçeveye oturttular” şeklinde konuştu.
Bu gibi düşmanca tavırların bir daha yaşanmaması dileğinde bulunan Döğücü, bunun içinde millet olarak, diri olunması gerektiğini, birlik beraberlik içinde bulunulması gerektiğini ifade etti.


“HER ZAMAN BİRLİK VE BERABERLİK İÇERİNDE OLMALIYIZ”
15 Temmuz darbe girişimine de değinen Döğücü, Çorum’da 15 şehidimizin olduğu bir darbe girişimi sırasında bu insanlarımız gözlerini karartıp ölüme gittiler. Sen gidiyorsan ben gitmem deselerdi yada onun olduğu yerde ben olmam deseydi, biz bugün çok farklı bir yerde olurduk. Ben 15 Temmuz’da Çorum’da idim. Ramazan Bayramı nedeniyle memleketimize gelmiştim. Bir hafta annemin yanında kalayım diye hesap yapmıştım. Darbe girişimi sırasında İstanbul’dan fotoğraflar gelmeye başladı. İlk önce inanamadım, kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz ne darbesi diye ilk önceleri inanamadım. Darbe marbe olmaz, böyle şey imkansız diye düşünürken sonra iş ciddileşmeye başladı. İl başkanlığımızdan mesajlar gelmeye başladı, sokaklara inmemiş isteniyordu, bir anda şoka girdik ve hemen ilk şoku atlattıktan sonra Çorum İl başkanlığına gittim. Burada beni etkileyen şeylerle karşılaştım mesela yaşlı amcaların ağlayarak, il başkanlığına geldiklerini gördüm, arkadaşlarım biz eski günlere mi dönecez diye ağlayarak aradılar beni. Biz bu darbe girişimini birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuz için atlatabildi. Bizlerin her zaman birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerekiyor ” dedi.
 “İmam Hatip talebelerinin hepsi dini asıl kaynağından öğrendikleri için içlerine sindiremedikleri bazı olaylara tepki gösterip, çok doğru kararlar verdiğine inanıyorum” diyen Döğücü, “Bu anlamda biz İmam Hatiplilerinin çok büyük misyonu var, biz sembolik kelimelerle konuşmuyoruz, biz olayların doğrusunu, eğrisini, fıkıh ve hadis ilmiyle özetliyoruz ki bu bizim için çok büyük bir avantajdır” şeklinde konuştu.
AK Parti olarak milletin istediklerini yaptıklarını ifade eden Döğücü, “Biz milletin sahip çıktığı değerleri, biz yapmaya çalışıyoruz. Rabbim Cumhurbaşkanımıza hayırlı ömürler versin. Onun dirayetli duruşu olmasaydı, biz bu zamanları belki yaşayamazdık. Bizler bir İmam Hatipli olarak Cumhurbaşkanımızın dik duruşu bizleri daha çok gururlandırdı” diye konuştu.
“NEDEN AVUKATLIK, NEDEN İSTANBUL’DA KALDINIZ?”
Daha sonra gençlerin sorularını cevaplayan Döğücü, neden avukatlık, neden İstanbul’da kaldınız sorusuna şöyle cevap verdi;
“Okul çağlarında siyaseti sevmeyen birisi idim. Bizim dönemimizde siyaset belli kişilerin yaptığı, siyasette falan yükselme olmayan, o zaman Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan’dan oluşan 4 kişilik bir siyaset vardı. Dönem, dönem birisi iktidar olur ama Türkiye’de hiçbir şey değişmezdi. Siyasetten Türk halkının, vatandaşın hiçbir beklentisi yoktu.Birisi gelince zam olur, öbürü gelince bir ferahlama olur, sonra daha çok ekonomik krizler yaşanırdı.O zamanlar siyasete sıcak bakacak bir ortam yoktu. Bizler de İmam Hatip’te okuduk ve o süreçte 80 ihtilali oldu. İhtilalde ben hiç unutmuyorum babam Rıza Nur’un kitaplarını yakmak zorunda kaldı. Bizim zamanımızda avukatlık o zaman aktif bir meslek değildi onun için ben aslında en çok eczacılığı istiyordum. Eczacılık bir puanla kaçınca altında ki Hukuk Fakültesi’ni kazanmış olduk. Ailem beni okula gönderirken elleri yüreklerinde gönderiyordu, öyle bir terör sürecinden geçtik. Ama Elhamdülillah bizim fakültemizde hatta  İstanbul’da ihtilalden sonra öyle terör olayları olmadı. Çok rahattık taki biz 4. Sınıfa kadar, o başörtüsü olayları benim hayatımı ve bakış açımı değiştirdi. Benim avukat olma, hakim olma hayallerini düşünürken, bir anda biz avukat olursak insan hakları yönünde zekat vermiş oluruz diye düşünmeye başladım.
 Bunun için Sivil toplum kuruluşları ve siyasete girmem Sayın Cumhurbaşkanımıza olan güven ve onun siyasette çok şeyleri değiştireceğine güvendiğimiz için AK Parti’de siyasi hayatım başlamış oldu” 
İlk önce İstanbul’da kalma gibi bir düşüncem yoktu. Benim hayalim Eczacılık Fakültesini bitirip, Çorum’da eczane açıp, rahmetli babamda emekli olacaktı oda başında duracaktı, böyle bir mütevazi hayat hayal ediyordum ama görüyorsunuz ne olduysa buralara kadar gelmiş olduk. Yani gidişat bizi buraya getirdi”
“ÇORUM’DA SEVGİYİ, İSTANBUL’DA MÜCADELEYİ ÖĞRENDİM”
İstanbul size siyasi hayatınızda, meslek hayatınızda neler kattı sorusuna ise Döğücü, “ En önemlisi yurtta kalma sürecimle hayatla mücadele etmeyi öğrendim. Çorum’da her şey güllük gülüstanlıktı, ne istersem anne ve baban tarafından yerine getiriliyordu. Ama İstanbul’a geçtim, tek başınayım, her şeyi kendim yapmak zorundayım ve eğer ayakta durmayı, bir yerlerde bir şeyler yapmayı düşünüyorsan çok sıkı mücadele etmeyi bileceksin. İşin doğrusu ben İstanbul’da hayatla mücadele etmeyi öğrendim. Ama Çorum benim için en güzel geçlik çağlarımın geçtiği yerdir. Burada mücadeleyi, orada sevgiyi öğrendim. Benim için hayat burada ikisini birlikte götürmek demekti. Bunun için hem Çorum’u, hem İstanbul’u çok seviyorum”
“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI İLE SORUN YAŞIYORMUSUNUZ?”
Siyasette cinsiyet ayrımının olduğuna dikkat çeken Döğücü, “Siyaset sanki daha çok erkeklerin alanı gibi böyle olmuş ve böyle gitmiş doğrudur da. Önceki dönemlerde bir kadının çocuğu, eşi ve ailesi, kendisinden olan beklentiler, bütün bunların yanında siyasette var olma mücadelesi vermek gerçekten çok zor. Şimdi mümkün mü yine zor ama nispeten bir yol bulabiliyorsun. Ben doğrusu Kadın Kollarındaki çalışmamı da çok verimli buluyorum. Bir şeyler yapıyor, bir işe yarıyorduk ama böyle bir mekanizmanın içinde belediye başkanı olmak, milletvekili olmak gibi düşüncelerim yoktu. Sessiz ve sakin hizmet etmeye devam ettik ama bir bakıyorsunuz, siz çalışıyorsunuz bir başkası başka yerlerde oluyor, bir bakıyorsunuz arasıra teşkilatlara gelen birisi milletvekili oluyor, bilmem belediye başkanı oluyor, bunları yaşaya yaşaya talep etmeyi öğreniyorsun. Talep etmeyi öğrendik ve talep ettik ve belediye başkanı olduk. Belediye başkanı olmak gerçekten çok zor bir görev, geceniz yok, gündüzünüz yok, hafta sonunuz yok, çocuklarınız yok, dinlenmek yok kısacası hiçbir şeyiniz olmuyor ama AK Parti’de çalışan bütün kadınların emeğini bir yerde sivilleştirmek gerekiyor, çünkü çok çalışıyorlar. Siyasete kadın olarak başladık birkaç adım geride başlamak demek hatta başörtülü bir kadın olarak başladık birkaç adım geride başlamak oluyor. Başörtülü olduğunuz için her yerde başka farklı durmak zorundasın.
“BİZDE BAHANE VE MAZARET ÜRETMEK YOK”
Benim hayatım hep mücadele ile geçti, benim hayatıma da böyle mücadele etme zamanları denk geliyor. Kadın kolları başkanı olduğum zaman 15 Temmuz darbe girişimi olmuştu, 3 ay evime girmeye fırsatım olmamıştı. Şimdi de Büyükşehir Belediyesi ile mücadelemiz başladı. İnşallah hepsinin altından kalkacak cesaretimiz ve yüreğimiz var. Bizde bahane ve mazeret üretmek yok”
Misafirperverliği için Belediye başkanı Şeyma Döğücü’ye teşekkür eden Çorum İmam Hatipliler Derneği (ÇORİMDER) İl Başkanı ve ÖNDER Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Boyraz, “Başkanım bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyoruz. Yani bizim derneğimiz 2014 yılından beri aktif olmamıza rağmen 2 yıldır yapamadığımız keşkek günümüzü yapmış olsaydık 14. Keşkek günümüzü yapmış olacaktır. Buda bu camiada yaklaşık 15 yıldır aktif bir şekilde bir araya gelmeye gayret gösterdiğimizin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Derneğimiz kurulduktan sonra daha kurumsal yönden hizmet etmeye başladık ama ondan önce gençlerimiz vardı, birçoğu üniversiteyi bitirdi.  Birçok yerde karşımıza okulumuzdan mezun olanları görebiliyoruz. Hamdolsun bunlar bizim için büyük bir heyecan ve duygu bugünde bunu yaşamaktan gurur duyuyoruz. Bundan sonra da şimdi yetişen bu gençlerimizin yarınların avukatları, doktorları, mühendisleri olarak görmekten büyük bir mutluluk duyacağız. Bizlerde sığındığımız isimlere gidiyoruz, yani samimi gördüğümüz, faydalanabileceğimiz, az önce söylediğimiz gibi tecrübe paylaşımlarının gençlerimize katma değer katacağı isimlere gidiyoruz. Sizi tercih etmekle ne kadar isabetli karar verdiğimizi şimdi burada belediye başkanının misafiriyiz ama biz İmam Hatiplilerin bir ablasıyla birlikte olmaktan çok mutlu olduk. Buraya gelmeden önce Sancaktepe’yi bir kenar mahalle olarak tahmin ediyorduk ama bir belediye binasını gördükten sonra düşüncelerimiz değişti. Bu hizmetleri görmekten bir Çorumlu, bir İmam Hatipli olarak çok mutlu olduk, inşallah daha çok başarılı olmanızı istiyoruz” diye konuştu.  

Editör: TE Bilisim