Çorum olaylarının 35’inci yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma etkinliğinde Çorum Emek ve Demokrasi Platformu adına bir konuşma yapan Av. Sadık Eral, demokrasi güçleri olarak Çorum olaylarının yeniden araştırılmasını ve tüm gerçeklerin gün ışığına çıkmasını istediklerini söyledi.
Halkı alevi-sünni diye bölerek kin tohumu ekenlerin ortaya çıkartılmasını ve yargılanmasını isteyen Eral, “Bunu ibreti alem için istiyoruz. Suçlular cezasız kalmasın diye istiyoruz. Bu topraklarda bir daha kıyımlar katliamlar olmasın diye istiyoruz. Geçmişimizi başkaları yazdı, geleceğimizi biz yazalım” dedi.
“Bu topraklarda 35 yıl önce yaşanmış ve tam da bu noktada başlamış olan katliamda kaybettiğimiz canlarımızı anmaya geldik” diyen Eral, konuşmasında şunları söyledi:
“Herkes bilsin ki biz bu noktaya sadece 35 yıl önce bu topraklarda yaşananların acısıyla değil, daha önce ve daha sonra bu topraklarda yaşanan ve hâlâ yüreğimizde kanayan acılarla geldik. Sivas'la geldik, Maraş'la geldik, Dersimle geldik, Kerbela’yla geldik. Gezi’de kaybettiğimiz fidanlarla; Etem Sarısülük’le, Berkin Elvan’la geldik.
Biz yüreğimizde İŞİD katilleri tarafından katledilen mazlumların acısıyla geldik.
Topraklarından sürülen halkların (Türkmenlerin, Kürtlerin, Arapların, Ezidilerin) İsrail tarafından zulmedilen Filistin halkının acısıyla geldik.
Bu toprakların bin yıllık tarihi; yokluk ve yoksulluğa mahkûm edilmiş halkların bu topraklarda ezilmişlik ve esaret altında yaşanmışlıkların tarihidir. Bu toprakların tarihi; dün Yezit'le Kerbela’da başlatılan bu gün IŞİD'le devam eden kıyım ve katliamların tarihidir. Bu toprakların tarihi; kirli eller tarafından kirli emeller uğruna mazlumların kan ve göz aşıyla yazılmıştır.
Bin yıldır bu topraklardaki bütün savaşları haklılar mazlumlar kaybetmiş haksızlar zalimler kazanmıştır. Çünkü haksızlar ve zalimler bin yıldır masumların mazlumların dinlerini, mezheplerini, inanç ve ibadetlerini kendi emellerine alet etmişlerdir. Din diyerek, mezhep diyerek halkı kışkırtmışlardır, birbirlerine kırdırmışlardır.
Bin yıllık bu kirli oyunu bozmanın yolu farklı inanç ve ibadet sahiplerinin uyanmasından, bu oyuna son vermesinden; bu zalimlere karşı birlik olmasından geçmektedir.
Biz demokrasi güçleri olarak emperyalist güçlerin halkının inanç ve ibadetlerini kendi kirli emellerine alet etmesini istemiyoruz. İslam’ın bu kutsal Ramazan ayında, bu kutsal Cuma gününde buradan bütün inanlara sesleniyoruz. Çok renkli, çok kimlikli ve çok kültürlü olmak bizim zenginliğimizdir. Çünkü tek renkten pano olur çok renkten tablo olur.
Halkımızın dinini kullanarak düşmanlık tokumu ekenlerin asıl kendileri din düşmanıdır. Halkımızın din, mezhep kavgasını kışkırtanlar asıl kendileri halk düşmanıdır. Bize düşen görev uyanık olmaktır. Bize düşen görevi oyuna gelmemek, bizi bölmek isteyenlere inat, bizi birbirimize düşman etmek isteyenlere inat birlik ve beraberlik içinde olmaktır.
Biz demokrasi güçleri olarak savaşan bir dünya değil, barış içinde bir dünya istiyoruz.
Dil, din, ırk, mezhep ayrımı olmadan demokrasi içinde özgürce doğmak özgürce ölmek istiyoruz.
Biz demokrasi güçleri olarak Çorum olaylarının yeniden araştırılmasını, tüm gerçeklerin gün ışığına çıkmasını istiyoruz.”



(Taner ŞİMŞEK)

Editör: TE Bilisim