Çorum, sanayileşmesi duraksamış olsa da, halen bölgesinin en önemli sanayi merkezi konumunda. Yarıda kalmış havaalanı inşaatının yeniden canlandırılmasını, kısa sürede hava ulaşımının sağlanmasını, ayrıca demiryolu projesinin daha fazla geciktirilmeden Cumhuriyet’in 100. yılına yetiştirilmesini bunun için istiyoruz, sürekli gündemde tutmaya çalışıyoruz.

Çorum’a yatırımcıyı veya ithalatçıyı getirmenin ilk koşulu, hava ulaşımının gerkçekleştirilmesi. Havaalanı, Çorum’un sanayileşmesini sürdürebilmesi ve nitelikli biçimde büyümesi açısından olmazsa olmazlardan biri. Elbette, gerek hızlı tren, gerekse yük taşımacılığında demiryolu avantajına sahip olunması, Çorum’un Samsun Limanı üzerinden dünyaya açılmasını sağlayacak.

Demiryolu, farklı bir güzergah üzerinden de olsa, 1990’lı yıllarda devletin yatırım programına girmişti, ama sonradan geri çıktı. Havaalanı da, yüzde 24.37 fiziki gerçekleşme noktasında yarıda kaldı. İşte o dönemde, Çorumlular, kendi havaalanlarını orta vadeye bırakıp, kısa vadeli bir çözüm olarak Merzifon Askeri Havaalanı’nın sivil uçuşlara açılmasına yönelmişlerdi.

İlk girişimlerin, Hava Kuvvetleri Komutanı, hemşehrimiz Hv. Org. Ahmet Çörekçi döneminde yapıldığını, o sırada Merzifonluların ve Amasyalıların devrede bile olmadıklarını hatırlıyoruz. Sonuçta Merzifon Askeri Havaalanı’na küçük bir terminal binası yapıldı ve THY günde bir karşılıklı İstanbul seferi ile uçuşları başlattı.

Orta vadede kendi havaalanlarının yapımını bekleyen Çorumlular, askeri havaalanının her an sivil uçuşlara kapatılabileceğini, Çorum’un sanayileşmesinin devam edebilmesi için kendi havaalanına sahip olması gerektiğini, üstelik çok daha küçük kentlere havaalanı yapılırken, Çorum’un bu olanaktan mahrum edilemeyeceğini savunmaya başladılar.

Ne var ki, “Merzifon varken Çorum’a havaalanı gerekmez” yaklaşımı, büyük bir haksızlık olarak Çorumluların karşısına çıkarıldı. Çorumlular, iyi niyetle ve geçici kaydıyla Merzifon için mücadele etmelerinin, kendi ayaklarına kurşun sıkmaya benzediğini şaşkınlıkla farkettiler.

Şimdi gündemde, Çorum Organize Sanayi Bölgesi’nde arsa ve altyapı katılım payı bedellerinin çevre kentlere göre yüksek olduğu tartışması ya da gerçeği var. Bu tabloda, Çorum’un dışarıdan yatırım çekemeyeceği, hatta Çorumlu yatırımcıların bile komşu kentleri tercih edebileceği kaygısı egemen oluyor. Nitekim, son yıllarda Çorum OSB’nin gereği gibi yatırım alamadığı gerçeği, bunun kanıtı olarak gösteriliyor.

Özetle, havaalanı konusunda olduğu gibi, niyet iyi de olsa, OSB arsa bedellerinin yüksek tutulması, Çorumluların kendi ayaklarına kurşun sıkmaları sonucunu doğurabilir. Çorum, bir noktadan sonra yeniden sanayileşmeye başlayıp, süreci tamamlama fırsatını tamamen kaybedebilir. Çorum’un “bölgenin sanayi merkezi” unvanını kaybetmesinin vebali de elbette ki çok büyük olur.